Osmanlı toplumunda ailenin oluşumu esnasında bireylere birtakım maddi ve manevi sorumluluklar yüklenmiştir. Bu sorumlulukların başında bireylerin yeni kuracak oldukları ailenin oluşumuna zemin hazırlayan evlilik girişimi gelmektedir. Evliliğin oluşumu esnasında bireyler evlilik gereklerine ve şartlarına uyum sağlayarak, gelenek ve göreneklerine bağlı, usulüne uygun bir şekilde evliliklerini meşrulaştırmışlardır. Evlenme niyetinde olan erkek, evlenecek olduğu kıza mehir ve nafaka ödemekle sorumlu tutulurken, kız tarafı çeyiz hazırlamakla evliliğe destek olmuştur.
Bu çalışmanın temel gayesi, Burdur halkı arasında önemini koruyarak günümüze kadar yaşatılan çeyizin, şehrin hem halk bilimi hem de sosyokültürel tarihi bakımından rolü ve önemini vurgulayarak Türk kadın tarihi ve Burdur şehir tarihi üzerine katkıda bulunmaktır. Şer’iyye Sicillerinden istifade edilerek incelenen, genellikle boşanma davaları ve tereke kayıtları içerisinde yer alan çeyiz bahsi, kadınların mahkeme huzurunda “…pederim hanesinden evvel ve ahir getirmiş olduğum cihazım…” şeklindeki beyanlarıyla tespit edilmiştir. Söz konusu beyan ve talepler doğrultusunda Burdur Mahkemesi, almış olduğu kararlar gereğince, çeyizin kadının hakkı olduğu, tasarruf ve kullanım hakkının ise sadece kendisine ait olduğunu ortaya çıkarmıştır. Çalışma, 1900 ile 1916 yılları arasında Burdur’da eşlerinden boşanan kadınların çeyiz üzerindeki haklarını arayış mücadelelerini kapsamaktadır. Çalışmada, çeyiz örneği üzerinden kadınların hak arama mücadeleleri üzerinde durulmuş ve kadının toplumsal statüsü açıklanmaya çalışılmıştır.
Çalışmamızda herhangi bir ölçek, anket, mülakat vs. kullanılmamış olup; bu makale "XX. Yüzyılın İlk Çeyreğinde Burdur Sancağı" adındaki Prof. Dr. Hakan Karagöz danışmanlığında doktora tezinden üretilmiştir.
During the formation of the family, which is the foundation of Ottoman society, individuals were burdened with a number of material and moral responsibilities. At the beginning of these responsibilities, they started with the marriage initiative that prepared the ground for the formation of the family they would establish. During the formation of marriage, individuals legitimized their marriages by adapting to the requirements and conditions of marriage, adhering to their traditions and customs, and in accordance with the procedure. While the man who intends to marry is held responsible for paying mehir and alimony to the girl he intends to marry, the girl's side supported the marriage by preparing a dowry.
The main purpose of this study is to contribute to Turkish women's history and Burdur city history by emphasizing the role and importance of dowry, which has preserved its importance among the people of Burdur, in terms of both folklore and sociocultural history of the city. The dowry issue, which was examined with the help of the Sher'iyye Registers and generally included in divorce cases and probate records, was determined by the women's declarations in the presence of the court as “...my device that I brought from my father's house before and after...”. In line with the aforementioned statements and requests, the Burdur Court, in accordance with its decisions, revealed that the dowry was the right of the woman and that the right to save and use it belonged only to her. The study covers the struggles of divorced women in Burdur between 1900 and 1916 in search of their rights over dowry. The study focuses on women's struggle for their rights through the example of dowry and tries to explain the social status of women.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yakınçağ Kent Tarihi, Yakınçağ Osmanlı Tarihi |
Bölüm | SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 23 Mart 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 18 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 10 Ocak 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 1 |