Birleşmiş Milletler nezdinde, insan hakları alanında toplumsal cinsiyeti ana akımlaştırmanın amacı, insan haklarından yararlanmada kadın - erkek arasındaki farklılıklara dikkat çekmek ve bazı hak ihlallerinin özellikle kadınları olumsuz şekilde etkilediğini göstermektir. Bu ihlallerin bir kısmı kadınlara cinsiyetleri nedeniyle (kız çocuk katli, kadın sünnetleri, zorla evlendirmeler, cinsiyet şiddeti vb.) uygulanmakta ve erkeklerin kadınlar üzerinde hakimiyet kurduğu toplumun ataerkil şekilde örgütlenmesini yansıtmaktadır. Bununla birlikte, bu tanımaya rağmen, toplumsal cinsiyeti ana akımlaştırma stratejisinin, uluslararası insan hakları hukuku bağlamında uygulamalarının, bugün hala üzücü bir şekilde yetersiz kaldığı görülmektedir. Toplumsal cinsiyeti ana akımlaştırmanın en büyük avantajı, toplumsal cinsiyet eşitliği hedefinin ana akım siyasi gündeme dahil edilebilmesi ve böylece tüm sosyal alanlara yayılabilmesidir. Yapılan bu çalışmada cinsiyet ve toplumsal cinsiyet terimlerinin küresel anlamda taşıdıkları sorunlu anlamların kavramsal çerçevesinin çizilmesi amaçlanmaktadır. Bununla birlikte BM sistemi içerisinde bir strateji olarak gelişen, insan haklarının toplumsal cinsiyeti ana akımlaştırmanın nihai hedefi olan, toplumsal cinsiyet eşitliğini gerçekleştirmesindeki katkıları ve sınırları analiz edilecektir.
cinsiyet toplumsal cinsiyet toplumsal cinsiyeti ana akımlaştırma uluslararası insan hakları hukuku
sex gender gender mainstreaming international human rights law
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Bölgesel Çalışmalar |
Bölüm | Kavramsal Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 26 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 2 Sayı: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.