Sezaryen
doğum, gebelik ve doğum sırasında beklenmeyen komplikasyonlar geliştiğinde anne
ve bebek için hayat kurtarıcı bir yöntemdir. Ancak son yıllarda ülkemizde ve Dünya’da güncel sezaryen doğum
sıklıkları, tıbbi olarak gerekçelendirilebilir düzeyin üzerindedir. Son 24 yıl
içinde bazı ülkelerde sezaryen doğum sıklıklarında %30 ‘un üzerinde artış
görülmüştür. 2015 yılında Türkiye, OECD ülkeleri arasında sezaryen doğum oranı
en yüksek ülkedir. Sezaryen oranlarında sürekli artışın sebepleri henüz tam
olarak anlaşılamamıştır. Sezaryen doğum tercihinde tıbbi etmenlerin yanı sıra
hekim, hasta ve sağlık sistemi arasındaki güven eksikliği de etkili olmaktadır.
Ayrıca kadınların korkuları, sosyal ve kültürel inançları da kadınları sezaryen
doğuma yönlendirmektedir. Sezaryen doğum sıklıklarının belirlenmesi, hangi
nedenlerle sezaryene başvurulduğunun ortaya konulması, sezaryen doğumun kısa ve
uzun vadedeki sonuçlarının izlenmesi, sezaryen uygulamalarının
iyileştirilmesine yönelik politikaların geliştirilmesi için esastır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 4 Ocak 2018 |
Gönderilme Tarihi | 19 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 7 Sayı: 4 |
SMJ'de yayınlanan makaleler, Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı kapsamında lisanslanır