Turizm haftasının tüm hızla saygı gördüğü, panel üstüne panel düzenlenerek, panelistlerin konuştuğu şu günlerde “Yüzyılın Ürününe (hangi ürün her yıl milyarın üstünde satıyor ki?)” farklı bir açıdan bakmak faydalı olabilir.
Yaygın bir görüşe göre “tatil” işgören üretkenliğini, verimini, sağlığını ve yaşam memnuniyetini etkiliyor. Bu nedenle tatil ülkeler, yönetimler ve kişiler tarafından önemsenen bir konu. Dünyaya ivme kazandıran bazı gelişmelerin altında işçi sınıfının “dinlenme” ihtiyacı için yaptığı mücadelenin yattığını unutmamak gerekir. Amerika Birleşik Devletleri haricinde birçok ülkede çalışanlar için “ücretli tatil” bir hak (merak etmeyin Amerikalılar da ortalama 15 gün tatile çıkıyor!). Örneğin Avrupa ülkeleri ortalama 20 gün (Fransa 30, İngiltere 28), Avustralya ve Yeni Zelanda 20, Japonya ve Kanada minimum 10 günle ücretli tatil devlet garantisinde (Grafik 1). Bu süreye milli ve dini bayramlara denk gelen ve çalışanların ücretli izinli sayıldığı günler dahil değil. Ülkeler vatandaşları için tatile çıkma aralıklarını bile planlamış durumda. Örneğin, Hollanda’da işverenler işgörenleri 1 Nisan ve 30 Ekim aralığında tek bir periyotta tatile çıkmalarını teşvik etmekte. İşveç ve Finlandiya çalışanların 4 haftalık tatillerini blok olarak kullanmalarını, benzer biçimde Norveç 18 gün, Danimarka 15 gün, Fransa 12 gün, Yunanistan birbirini takip eden 2 hafta şeklinde kullanımını desteklemekte.
Bölüm | Akademik Görüş |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Temmuz 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 13 Sayı: 2 |