Bilimsel araştırmalarda geçmişten geleceğe köprü kurmanın, çalışmanın niteliğini ve katkısını artırmanın anahtarı olan atıf geleneği son zamanlarda harareti giderek yükselen tartışmaların odağında. Atıf-bilimsel bilginin ilerleme rotasında öncü kaşiflerin bıraktıkları ayak izleri - malumatın nasıl keşfedildiğinin, nereden geldiğinin, test edildiğinin, yeniden değerlendirmelere tabi tutularak nasıl bilgiye dönüşerek perçinlendiğinin sağlam ve güvenilir göstergesiyken nasıl oldu da böylesine ateşli tartışmaların hedefi oldu? İçerdiği kavramsal, tasarımsal, yöntemsel, ölçümsel hatalardan dolayı prestijli dergilerde (SSCİ), hem de sözde yüksek güvenlikli hakem değerlendirmesinden geçerek yayımlanmış çok sayıda makale yayından/dergiden geri çekilmekteyken, SSCİ dergilerinden seçilen bazı yayınların replikasyon (yineleme) denemelerinde çalışma sonuçlarının yüzde yüz replike edilemediği ortadayken, sosyal bilimlerde üretilmiş bilginin %95’inin geçerliliği sorgulanırken, yayından kaldırılmış makalelerin hem de katlanan hızla hala olumlu alıntılanmaya devam etmesi atıf geleneği ve uygulamalarının geçerliliğiyle ilgili şüphe uyandırmakta. Atıf neyin göstergesi? Çalışmanın kalitesinin ve bilime katkısının mı? Atıf alan çalışmayı yapan bilim insanının araştırma ve yayın eylemiyle ne kadar meşgul olduğunun mu? Yoksa hiçbiri mi? Dayatılan genel başarı ölçütü konumundaki atıf geleneğinin çöküşte olduğundan hareketle bu çalışma akademik alanda varsa başarının yeniden tanımlanması gerektiğine işaret etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Turizm (Diğer) |
Bölüm | Akademik Görüş 2 |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 17 Sayı: 1 |