Sanat var olduğu günden beri sanat alanları birbirini besleme konusunda oldukça cüretkâr davranmaktadır. Bu durumun en önemli örneklerine yazılı sanat eserlerinden beslenen görsel sanatlar ve gösteri sanatları alanlarında rastlanmaktadır. Sanatın desteklendiği ve desteklediği diğer alanlar ise felsefe ve sosyoloji gibi toplum hakkında fikir yürütmemize imkân tanıyan düşün bilimleridir. Decameron adlı eserin başat rol üstlendiği bu çalışmada Boccaccio’nun edebi, Pasolini’nin sinemasal, Netflix’in seri üretim modellerini, Gramsci’nin hegemonya kavramı çerçevesinde biçimsel ve içeriksel olarak açıklamak amaçlanmaktadır. Metinler arası okuma yapmanın sunduğu olanaklardan yararlanarak çalışmamızın yaklaşımı bütününde mecralar arası okuma ve söz konusu örneklerde ise içerik analizi yöntemine dayanmaktadır.
14. yüzyılda kaleme aldığı Decameron eseriyle yeni bir edebi tarz sunan Boccaccio var olan egemen edebi anlayışı yıkarken, metnin içeriği de genel toplum yapısını derinden sarmıştır. 20. yüzyılın en aykırı yönetmenlerinden olan Pasolini, Decameron’dan yola çıkarak oluşturduğu sinema filminde öykü seçimleriyle kendi tarzında bir başkaldırı sergilemiştir. İzleme alışkanlıkları açısından hegemonik düzene bir karşıt olarak ortaya çıkan Netflix ise kendi hegemonyasını kurarken, var olan diğer hegemonik güçlere yenik düştüğünü de Decameron adlı dizisinde göstermiştir. Bir grubun diğer gruplar üzerinde kurduğu güç olan hegemonya kavramının eserlerin içeriklerinde ve kendi varlıklarında ortaya çıkması hegemonya-karşı hegemonya örneklerini göstermesi açısından önem arz etmektedir.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Ekran ve Medya Kültürü, Kültür, Temsil ve Kimlik, Kültürel çalışmalar (Diğer), Sinema (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 17 Kasım 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 3 Mart 2025 |
| Kabul Tarihi | 13 Ekim 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 1 Sayı: 1 |
Soli İletişim, Medya ve Kültür Dergisi (Soli Dergi); siyasal iletişim, görsel iletişim, kültürel çalışmalar, kültürlerarası iletişim, iletişimin ekonomi-politiği, halkla ilişkiler, reklamcılık, yeni medya ve medya üretim alanlarına ilişkin araştırmaları içerecek geniş bir yelpazeye açıktır.