It can be
seen that prison theme is mostly used by the authors who are sentenced to short
or long term punishments for political reasons in Turkish literature. Orhan Kemal, Kemal Tahir, Kerim Korcan, Çetin
Altan, Nihal Atsız, Erdal Öz, Rıfat Ilgaz, Abdülkadir Billurcu, Remzi Çayır,
Sevgi Soysal, Feride Çiçekoğlu are some examples of the Turkish authors who
carried their experiences in this harsh environment to their literary works.
Füruzan and Canan Tan differ from other writers who used prison theme in their
novels by not knowing this place by a consequence of legal punishment. In her
novel 47’liler, Füruzan tells the story of the women who lives in this place
which she herself did not live. Yet, she scrutinizes the relationship between
woman and prison in 12 Mart era instead of focusing to prison. One of the
bestselling writers of our time and the author of novel Kelepçe which is
subject of our study, Canan Tan, set foot in prison not as a prisoner but as an
observer with the purpose of gathering material for her novel.
In this
paper, the novel Kelepçe, which is written by Canan Tan and published in April
2016, will be reviewed and its portrayal of psychological – sociological
background of crime will be examined. Kelepçe presents a view to the life of
the women inmates, and also narrates the process which ends up with
stigmatizing of them in public opinion.
Türk Edebiyatı’nda hapishane temini daha ziyade siyasi sebeplerden
dolayı kısa ya da uzun süreli hapis cezasına çarptırılmış yazarların
işledikleri görülmektedir. Orhan Kemal, Kemal Tahir, Kerim Korcan, Çetin Altan,
Nihal Atsız, Erdal Öz, Rıfat Ilgaz, Abdülkadir Billurcu, Remzi Çayır, Sevgi
Soysal, Feride Çiçekoğlu hayatlarının bir döneminde yaşamak zorunda kaldıkları
bu mekândaki gözlem ve tecrübelerini edebî esere taşımış yazarlarımızdan
bazılarıdır. Hapishane temini roman türünde işleyen yazarlarımızdan Füruzan ve
Canan Tan ise yargı süreci sırasında veya yargı kararıyla bu mekânı tanımış
yazarlardan değildirler. Füruzan 47’liler adlı romanında yaşamadığı bu mekânda
yaşayan kadınları anlatır. Ancak diğer yazarlar gibi cezaevini irdelemek yerine
12 Mart döneminde kadının cezaevi ile bağlantısı üzerinde durur. Günümüzün çok
okunan yazarlarından araştırmamıza konu olan Kelepçe romanının yazarı Canan Tan
ise mahkûm sıfatıyla değil sadece gözlemlemek ve eserine malzeme toplamak
amacıyla cezaevinde bulunmuştur.
Bu
çalışmada Canan Tan’ın 2016 yılının nisan ayında yayımladığı ve kadın mahkûmların
cezaevi hayatlarından bir kesit sunarken onların toplum nezdinde suçlu damgası
yemelerine sebep olan süreçten de söz eden Kelepçe adlı romanı
değerlendirilecek, suçu oluşturan psikolojik ve sosyolojik sebeplerin esere
nasıl yansıdığı üzerinde durulacaktır.
Konular | Sanat ve Edebiyat |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 18 Sayı: 32 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.