Türkiye 1980’lerden itibaren, Cumhuriyet tarihi boyunca görülmemiş
hızda göç ve farklı profillerde göçmen akımının hedef noktası ve/veya geçiş
güzergâhı haline geldi. 1980’lerden bu yana artarak devam eden hız ve
çeşitlilik, akademik çalışmalara 1990’ların ortalarından itibaren konu olamaya
başlamakla birlikte asıl hızını 2000’lerden sonra kazandı. Öte yandan
Türkiye’nin gelen göçler karşısında tutarlı bir politika veri tabanı oluşturduğu
söylenemez. Dolayısıyla, Türkiye’ye yönelen ve/veya Türkiye’yi geçiş güzergâhı
olarak kullanan göçler hakkındaki veri ve bilgilerimiz söz konusu akademik
çalışmalardan kaynağını almaktadır. Elbette ki yazılı ve görsel basında çeşitli
haberler yer almış olmakla birlikte, çoğunlukla fenomenin “çarpıcı” yönlerine
odaklanan, tikel olayları haberleştiren parçalı bir yapıya sahiptir. Nihayetinde
2000’lerden itibaren akademik araştırmalar, yayınlar artmış; üniversiteler
bünyesinde göç çalışma merkezleri kurulmaya başlanmıştır. Buna paralel olarak
göç akımlarını izlemeyi ve göçmenleri problemlerini çözmeyi –sağlık, eğitim,
politik, sosyal vb.- ve destek sağlamayı hedefleyen sivil toplum kuruluşlarının da
sayılarında artış gerçekleşmiştir. Devlet kurumları ise ancak son birkaç yıldır bir
göç politikası oluşturma çabası içine girmiştir. Hiç şüphesiz, hem akademik
çalışmaların ve sivil toplum örgütlerinin hem de devlet kurumlarının göç
konusunda artan ilgisi, Avrupa Birliği’nin (AB) sınırlarının genişlemesi sonucu
Türkiye’nin AB’nin sınır komşusu haline gelmesi, AB’nin kendi sınır duvarlarını
yükseltmesinin bir yolu olarak komşu ülkeleri göç politikaları konusunda
yönlendirmesi, manipüle etmesi ve hatta baskı yapmasından bağımsız değildir.
Türkiye’ye yönelen göç, “yeni bir araştırma alanı” olarak ortaya
çıkarken, bugüne kadar yapılan akademik çalışmalar, nicelik, teorik, metodolojik
ve coğrafi kapsamı bakımından sınırlı kalmıştır. Yine de, son birkaç yılda bu
alanlarda giderek artan çeşitlenme söz konusudur
Diğer ID | JA26DG82RZ |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2012 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mart 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Sayı: 27 |
Sosyoloji Dergisi, Journal of Sociology, SD, JOS