Günümüzde sanayileşme sonrası değişen üretim ilişkilerinin etkisi ile oluşan gelecek belirsizliği, uzun vadeli planların yapılmasının zorlaşması ve artan boşanma oranları dolayısıyla evliliğin bir risk olarak görülmesi sonucunda nüfusun önemli bir bölümünü bekar bireyler oluşturmaya başlamıştır. Aile ve evlilik örüntüsünde meydana gelen değişimlerin de etkisiyle bekarlık aileye alternatif farklı bir yaşam tarzı olarak görünürlük kazanmasına karşın toplumsal alanda bir eksiklik olarak görülmeye ve olumsuz biçimde nitelenmeye devam etmektedir. Bu çalışmada bekar bireylerin karşılaşmış oldukları olumsuz davranışlar temelinde şekillenen damgalanma deneyimlerine odaklanılmakta ve bekarlığın toplumsal bağlamda olumsuzlanmasının nasıl gerçekleştiğinin gösterilmesi amaçlanmaktadır. Örneklem grubunda, değişen yakın çevreleri dolayısıyla bireylerin karşılaştıkları davranışların da farklılaşabileceği düşünülerek, çeşitliliğin sağlanması için 35 yaş üstü hem hiç evlenmemiş hem de evlilik ve ayrılık deneyimi bulunan farklı meslek gruplarından kadın ve erkek katılımcılarla görüşme tekniği kullanılarak veriler toplanmıştır. Çalışma içinde 17 katılımcının ifadelerine yer verilmiş olup, katılımcılar tarafından aktarılan deneyimlerin analizinde nitel araştırma yöntemi olan fenomenolojik yaklaşım tercih edilerek betimsel bir çalışmanın ortaya konması hedeflenmiştir. Sonuçta elde edilen veriler ışığında bekar bireylerin yapısal temelde olumsuz algılandıkları, kamusal alanda olumsuz davranışlara maruz kaldıkları ve benliklerinin de yaşadıkları damgalanma deneyiminden etkilendiği görülmüştür.
Today a significant portion of the population consists of single people as a result of perceiving marriage as a risk due to the uncertainty of the future caused by the effects of changing production relations, increasing divorce rates and the difficulty of making long-term plans. With the changes in the family and marriage pattern, singlehood gains visibility as an alternative lifestyle to the family. Nevertheless, singlehood continues to be seen as a deficiency in the social sphere and to be described negatively. This study aims to show how the negation of singlehood occurs in the social context and focuses on the stigmatization experiences which are shaped by the negative behaviors that single people encounter. Taking into account that the negative behaviors that faced by the single people might be different due to their immediate environment, participants from different occupational groups were included in the sample. In order to create diversity in the sample, data were collected by using interview technique with male and female participants over 35 years of age including never married, divorced and married. The statements of 17 participants were included in the study, and it was aimed to reveal a descriptive study by choosing the phenomenological approach as a qualitative research method in the analysis of the experiences conveyed by the participants. The data analysis shows single people are perceived negatively on a structural basis, they are exposed to negative behaviors in the public sphere, and their "selves" are affected by the stigma experience.
Singlehood Stigma Phenomenological Approach Family Lifestyle
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Kasım 2021 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 41-42 |
Sosyoloji Dergisi, Journal of Sociology, SD, JOS