Zorla çalıştırma, kölelik ve sömürü sistemlerinden kaynaklanmakta olup bir insan hakları ihlalidir. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) C029 (1930) ve C105 (1957) temel sözleşmeleri sözleşmeleri, zorla çalıştırmayı ortadan kaldırmayı ve gönüllü, insanca çalışma koşullarını sağlamayı hedeflese de bu sorun hala küresel bir mesele olarak devam etmektedir. Zorla çalıştırma, tehdit, zorbalık veya aldatmaca altında yapılan herhangi bir çalışmayı tanımlamaktadır. Göçmenler, etnik azınlıklar ve kadın ve çocuklar gibi dezavantajlı gruplar, özellikle tarım, inşaat ve ev içi hizmetler gibi kayıt dışı sektörlerde daha fazla mağdur olmaktadır. ILO’nun bu temel sözleşmeleri, zorla çalıştırmanın yasaklanması için küresel standartlar belirlese de bu sözleşmeler halen birçok ülkede etkin olarak uygulanmamaktadır. Zorla çalıştırmanın kayıt dışı doğası, tespiti ve uygulama çabalarını daha da karmaşık hale getirmektedir. Ulusal mevzuatın güçlendirilmesi, izleme mekanizmalarının iyileştirilmesi ve halkın bilinçlendirilmesi elzem olup ayrıca, insan ticareti gibi sınır ötesi sorunları çözmek için uluslararası iş birliği önemlidir. Sonuç olarak, zorla çalıştırmanın ortadan kaldırılması, insan hakları ve sosyal adaletin sağlanması için temel bir adımdır ve küresel bir taahhüt ve sürekli bir denetim gerektirmektedir.
Forced labour is a severe violation of human rights, deeply rooted in historical systems of slavery and exploitation. Despite international legal frameworks like the International Labour Organization’s (ILO) Conventions C029 (1930) and C105 (1957), which aim to eliminate forced labour and ensure voluntary, humane working conditions, it remains a global issue. Forced labour is defined as any work performed under threat, coercion, or deception, often involving exploitation such as debt bondage, human trafficking, or the withholding of personal documents. Vulnerable groups, including migrants, ethnic minorities, and women, are disproportionately affected, particularly in informal sectors like agriculture, construction, and domestic work. Although ILO Conventions set essential global standards for the prohibition of forced labour, their implementation faces challenges due to weak legal systems, corruption, and lack of resources in many countries. The informal nature of forced labour further complicates identification and enforcement efforts. A comprehensive approach, including strengthening national laws, improving monitoring mechanisms, and increasing public awareness, is crucial. Additionally, international cooperation is needed to address cross-border issues such as human trafficking. Ultimately, eradicating forced labour is vital for promoting human rights and social justice, requiring ongoing global commitment and vigilance.
| Birincil Dil | İngilizce |
|---|---|
| Konular | Çalışma Sosyolojisi |
| Bölüm | Araştırma Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 11 Kasım 2025 |
| Kabul Tarihi | 24 Aralık 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 10 Sayı: 2 |
