Zamanın
algılanışı toplumsal yaşam üzerinde görünenden, fark edilenden daha fazla etki
bırakır. Zaman, gündelik yaşam deneyimlerimizi farklılaştırmakla birlikte aynı
zamanda bir baskı aracı olarak da kullanılabilmektedir. Bu en görünür biçimini
bellek üzerindeki etkisinde gösterir. Nitekim çizgisel-ilerlemeci zaman ve
tarih anlayışı, hep daha ileriye doğru, hevesle giderken geçmişi geride
bırakır. Bugünü oluşturan geçmişin izleri, galipler tarafından ve kendi
istedikleri doğrultusunda yavaşça silinir ve tüm bunlardan geriye ise
deneyimden yoksun, geçmişinden kopuk, bir rüya içerisinde yaşayan bireyler
kalır. Walter Benjamin’in düşüncesi işte bu rüyadan uyanışın gerçekleşmesi için
kaydadeğer araçlar sunmaktadır. Geçmişi bugüne dahil etmek, bellekten koparılmış
olana sahip çıkmak ve içinde bulunduğumuz uykudan uyanmak ise ancak “şimdiki
zaman” içerisinde olanaklıdır. Bu bakımdan çalışmamızın temel ekseni “şimdiki
zaman” üzerinde odaklanacaktır.
Konular | Sosyoloji |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 1 Sayı: 1 |