Bu yazıda, Avrupa Birliği’nin Hıristiyan bir kulüp olduğu söyleminden kalkarak, Avrupa-(lı) ve Avrupa Kimliği’nin ne olduğuna yönelik soru/sorunlar üzerinde durulacak, ardından Birliğe katılması durumda Türkiye’nin mevcut stratejik potansiyelinin getireceği kazanımların neler olabileceği hususu ele alınacaktır. Ayrıca Birlik sürecini karşılıklı kazanç ve kaybetme dikotomisi üzerinden değerlendirilemeyeceği, bu yönde yapılacak her türlü açılımın eksik ve yanlı olacağı, birlikteliğin karşılıklı ilişkiyi yaratan bir bağlayıcılığı getirdiğinden, konuya bütünlüklü bir perspektif temelinde yaklaşılması gerektiği tezi tartışılacaktır.
Bu yazıda, Avrupa Birliği’nin Hıristiyan bir kulüp olduğu söyleminden kalkarak, Avrupa-(lı) ve Avrupa Kimliği’nin ne olduğuna yönelik soru/sorunlar üzerinde durulacak, ardından Birliğe katılması durumda Türkiye’nin mevcut stratejik potansiyelinin getireceği kazanımların neler olabileceği hususu ele alınacaktır. Ayrıca Birlik sürecini karşılıklı kazanç ve kaybetme dikotomisi üzerinden değerlendirilemeyeceği, bu yönde yapılacak her türlü açılımın eksik ve yanlı olacağı, birlikteliğin karşılıklı ilişkiyi yaratan bir bağlayıcılığı getirdiğinden, konuya bütünlüklü bir perspektif temelinde yaklaşılması gerektiği tezi tartışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2005 |
Gönderilme Tarihi | 12 Aralık 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 1 Sayı: 1 |