In the beginning, positivist-based
empirical and determinist approaches have analyzed the text as the elements of
sentence. The methods as semiotics and semantics stemmed from these approaches
have been effective in describing the text but inadequate in understanding and
comprehending the aesthetic spirit in the text. Social spirit has an important
role in the process of creating a text. One of the most important sources in
examining a literary text, but not being fully analyzed, is the social and
political conditions of the period. Thus, the separate evaluation of the text
from the context of the art history will undoubtedly be a serious blindness. As
seen, this era is a period in which literature and especially literary
criticism has made a serious development, aesthetic concerns have reached the
most sensitive level, art has been seen as the center. In this study, we will
scrutinize the imagery that reflects the period’s understanding of art and literature
in the two stories of Uşaklıgil, one of the most important names of “Edebiyat-ı
Cedide”, as Tanpınar said, one of the pioneers of this period and also the last
of this generation by his age.
Halit Ziya Uşaklıgil Servet-i Fünun Story Historicity Aesthetic
Başlangıçta pozitivist temelli ampirik
ve determinist yaklaşımlar metni bir cümlenin öğeleri gibi tahlil yoluna
gitseler de bu yaklaşımların doğurduğu gerek göstergebilim gerekse anlambilim
gibi yöntemler, metni betimlemede bir işe yaramış ancak onu anlamada ve
metindeki estetik ruhu kavramada eksik kalmışlardır. Bir yazarın kurgudaki
rolünü tek bir kahramana indirgememek gerektiğini toplumsal ruha dayandıran bu
ifadeler şunu anlamaktayız: Bir edebi metnin bütünüyle tahlil edilmesinde değil
fakat anlaşılmasında en önemli kaynaklardan biri devrin sosyal ve siyasi
şartları iken bu metnin sanat tarihi bağlamından ayrı değerlendirilmesi
kuşkusuz ciddi bir körlük olacaktır. Görüldüğü gibi bu dönem, edebiyat
hususiyle de edebi eleştirinin ciddi bir gelişme kaydettiği, estetik kaygıların
en hassas seviyeye ulaştığı, sanatın merkeze alındığı bir dönemdir. Biz
de“Edebiyat-ı Cedide”nin en önemli ve yine Tanpınar’ın tabiriyle: bu neslin hem
ön safta gelenlerinden hem de ömrü itibari ile neslinin sonuncusu olan Uşaklıgil’in
iki hikâyesinde devrinin sanat ve edebiyat anlayışını yansıtan metafor ve
imgelemlere bu çalışmamızda değineceğiz.
Halit Ziya Uşaklıgil Servet-i Fünun Hikâye Tarihsellik Estetik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ (TÜRKÇE ) |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 28 Şubat 2018 |
Kabul Tarihi | 10 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 3 Sayı: 1 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.