Sigizmund Dominikovich Krzhizhanovsky (1887-1950), one of the contradictory writers of 20th century Russian literature, was closely interested in philosophy throughout his life, therefore he gave wide coverage to philosophical subjects, especially existentialism, in his works. Krzhizhanovsky's surrealist novelette, Autobiography of a Corpse (Автобиография трупа, 1989), is one of the main works of existentialism, in which the existentialism is heavily seen. The historical and social structure of 1920's Russia is given in detail in the work, and such issues as the deep loneliness, mental problems, internal contradictions, existential pains and alienation of the 20th century’s little man in the grip of changing regimes, wars and revolutions are discussed. In this work, we introduce Krzhizhanovsky, who is known for being unrecognized in Russia, but has been compared to Franz Kafka and Jorge Luis Borges for his unusual style, and called Russian Kafka and Russian Borges, and also to analyse his long story called Autobiography of a Corpse within an interdisciplinary approach in the context of existentialism, absurdism and expressionism, at the meantime. During the study, it is seen that Autobiography of a Corpse sheds light on almost all the elements of existentialism, such as loneliness, anxiety, alienation, and ethical rules. It has also been determined that the suicide of the protagonist, which determines the plot of the work, and his experiences are related to philosophy of absurdism. In addition, various colours and geometric shapes that convey the feelings of the protagonist are evaluated as an expression of his struggle for existence.
Sigizmund Krzhizhanovsky Autobiography of a Corpse existentialism absurdism expressionism.
XX. yüzyıl Rus edebiyatının aykırı yazarlarından biri olan Sigizmund Dominikoviç Krjijanovski (1887-1950), yaşamı boyunca felsefe ile yakından ilgilenir, bu nedenle eserlerinde felsefî konulara, özellikle de varoluşçuluğa, geniş yer verir. Bir Cesedin Otobiyografisi (Автобиография трупа, 1989) adlı sürrealist uzun öyküsü, varoluşçu felsefenin yoğun bir şekilde işlendiği başlıca eserlerinden biridir. Onda, 1920’li yılların Rusya’sının tarihî ve sosyal yapısına ayrıntılı yer verilerek sebep sonuç ilişkisi içerisinde, değişen rejimlerin, yaşanan savaşların ve devrimlerin pençesindeki dönemin küçük insanının yaşadığı derin yalnızlık, ruhsal problemler, içsel çelişkiler, varoluş sancıları ve yabancılaşma konuları işlenmiştir. Bu çalışmayla, Rusya’da tanınmamışlığıyla bilinen, ancak sıra dışı tarzıyla Franz Kafka ve Jorge Luis Borges ile karşılaştırılan, Rus Kafka ve Rus Borges olarak adlandırılan Krjijanovski’yi tanıtmak, aynı zamanda Bir Cesedin Otobiyografisi adlı uzun öyküsünü disiplinlerarası bir yaklaşımla varoluşçuluk, absürdizm ve dışavurumculuk bağlamlarında analiz etmek amaçlanmıştır. İnceleme sırasında, söz konusu eserin yalnızlık, bunaltı, yabancılaşma, etik kurallar gibi varoluşçuluğun neredeyse bütün unsurlarını içerisinde barındırdığı görülmüştür. Aynı zamanda olay örgüsünü belirleyen başkahramanın intiharının ve yaşadıklarının absürdizm felsefesiyle ilişkili olduğu saptanmıştır. Bunun yanı sıra, başkahramanın duygularını aktaran çeşitli renkler ve geometrik şekiller, onun varoluş çabasının bir dışavurumu olarak değerlendirilmiştir.
Sigizmund Krjijanovski Bir Cesedin Otobiyografisi varoluşçuluk absürdizm dışavurumculuk.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Slav Dilleri, Edebiyatları ve Kültürleri, Edebi Çalışmalar, Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | EDEBİYAT / ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 28 Eylül 2022 |
Kabul Tarihi | 21 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 7 Sayı: 3 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.