Dünyada
yaşanan değişimler ve yeni yaklaşımlar doğrultusunda 20. yüzyılın ilk
çeyreğinde kamu hizmeti alanında ortaya çıkan genişleme eğilimi devletin
işlevlerini oldukça çoğaltmıştır. Ancak 1980’li yıllarda kamu hizmetlerinin
daralmasıyla devlet faaliyetleri yapısal uyarlamalarla yapılmaya başlamıştır.
Bu dönemden sonra devlette ve bürokraside yeni kamu yönetim anlayışı ve
yönetişim uygulamaları öne çıkmaktadır. Sosyal bilimler alanında son dönemlerde
kendine daha sık yer bulmaya başlayan yönetişim kavramı, temelde yönetimde asil
olarak söz sahibi olmayan bireylerin, formel ya da enformel grupların hatta
doğrudan yönetim ile ilgili olmayan diğer aktörlerin yönetimde söz sahibi
olması anlamına gelmektedir.
Yönetişim
denildiğinde akla ilk gelen temel ilkeler katılım, hesap verilebilirlik ve
şeffaflık ilkeleridir. Bu ilkeler ışığında, son günlerde ülkemizin gündeminde
yer alan ve birçok kesim tarafından değerlendirilen ve tartışılan, kısa bir
süre sonra ise halk oylamasına sunulacak olan cumhurbaşkanlığı hükümet
sisteminin getireceği bazı köklü yenilikler olacaktır. Kısaca, yeniliklerin
mevcut sistemle kıyaslanarak daha katılımcı, daha şeffaf ve daha hesap
verilebilir olup olmadığı, çalışmada mevcut sistemin ve cumhurbaşkanlığı
sisteminin yönetişimin temel ilkeleri bağlamında bir karşılaştırmasının yapılması
amaçlanmaktadır. Bu karşılaştırma değişen anayasa maddelerinin ve mevcut
anayasa maddeleri arasında yönetişimin, katılım, hesap verilebilirlik ve
şeffaflık gibi temel ilkelerinden hareketle hangi sistemin daha yönetişim
ağırlıklı olduğunu ortaya koymayı hedeflemektedir.
Yönetişim Yönetişim İlkeleri Başkanlık Sistemi Parlamenter Sistem
Konular | Siyaset Bilimi |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 30 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |
STRATEGIC PUBLIC MANAGEMENT JOURNAL © 2015 is licensed under Creative Commons Attribution 4.0 International