Working in today's economic, social, political and technological conditions puts great pressure on employees. As a result of this pressure, burnout syndrome, which is the source of symptoms such as decrease in desire to do business, feeling of failure, feeling of wear, loss of energy and power, occurs. Promoting human resources as the most important resource that creates value has to be connected with strategic decisions that will reduce the intention to quit as it affects organizational success. Especially for individual success, it is necessary to reduce burnout through activities that will increase the desire and energy of the employees. From this perspective, these activities will increase organizational commitment and decrease the intention to quit.
From this perspective, the study, aims to investigate the answers to questions; Whether the perception of “burnout syndrome’ exists in the banking sector and to what extent and to what extent does burnout syndrome have an impact on intention to quit?” The data were analyzed in SPSS 21.0 and the results were revealed as both burnout syndrome perception exists and burnout syndrome had a positive and significant effect on intention to quit.
First of all, when the activities that eliminate the burnout syndrome are taken into consideration, the efforts to promote human resources within the framework of talent management in organizations will decrease the intention of employees to quit. This will increase the level of organizational commitment with the decrease in the intention of employees to quit job. This is especially important in sectors such as the banking sector that require an intensive work environment.
Bu çerçeveden bakıldığında çalışma, bankacılık sektöründe “tükenmişlik sendromu” algısının var olup olmadığı ve ne düzeyde olduğu ile tükenmişlik sendromunun işten ayrılma niyeti üzerinde etkisi var mıdır ve ne derecededir?” sorularının cevabını araştırmayı amaçlamaktadır. Veriler SPSS 21.0 da analiz edilerek araştırma sonuçlarına ulaşılmış ve hem tükenmişlik sendromu algısının var olduğu hem de tükenmişlik sendromunun işten ayrılma niyeti üzerinde pozitif ve anlamlı etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Öncelikle tükenmişlik sendromunu ortadan kaldıracak faaliyetler dikkate alındığında, örgütlerde yetenek yönetimi çerçevesinde insan kaynağı tutundurma çabaları, işgörenlerdeki işten ayrılma niyeti azalacaktır. Bu durum yetenekli işgörenlerin işten ayrılma niyetinin azalmasıyla birlikte örgütsel bağlılık düzeylerini artıracaktır. Özellikle bankacılık sektörü gibi yoğun bir çalışma ortamı gerektiren sektörlerde bu durum daha büyük önem arz etmektedir.
Günümüzün ekonomik, sosyal, siyasal
ve teknolojik koşullarında çalışmak işgörenler üzerinde büyük baskı
oluşturmaktadır. Bu baskı neticesinde bireylerde, iş yapma arzusunda azalma,
başarısız olma duygusu, yıpranmışlık hissi, enerji ve güç kaybı yaşama gibi
belirtilerin kaynağı olan tükenmişlik sendromu baş göstermektedir. Değer
yaratan en önemli kaynak olarak insan kaynaklarının tutundurulması, örgütsel
başarıyı etkilediğinden işten ayrılma niyetini azaltacak durumların stratejik
kararlara bağlanması gerekmektedir. Özellikle bireysel başarı için işgörenlerin
istek, arzu ve enerjisini artıracak faaliyetlerle tükenmişliği azaltmak
gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında bu faaliyetler örgütsel bağlılığı
artırarak, işten ayrılma niyetini de azaltacaktır.
Bu çerçeveden bakıldığında çalışma,
bankacılık sektöründe “tükenmişlik sendromu” algısının var olup olmadığı ve ne
düzeyde olduğu ile tükenmişlik sendromunun işten ayrılma niyeti üzerinde etkisi
var mıdır ve ne derecededir?” sorularının cevabını araştırmayı amaçlamaktadır.
Veriler SPSS 21.0 da analiz edilerek araştırma sonuçlarına ulaşılmış ve hem
tükenmişlik sendromu algısının var olduğu hem de tükenmişlik sendromunun işten
ayrılma niyeti üzerinde pozitif ve anlamlı etkisinin olduğu sonucuna
ulaşılmıştır.
Öncelikle tükenmişlik sendromunu
ortadan kaldıracak faaliyetler dikkate alındığında, örgütlerde yetenek yönetimi
çerçevesinde insan kaynağı tutundurma çabaları, işgörenlerdeki işten ayrılma
niyeti azalacaktır. Bu durum yetenekli işgörenlerin işten ayrılma niyetinin
azalmasıyla birlikte örgütsel bağlılık düzeylerini artıracaktır. Özellikle
bankacılık sektörü gibi yoğun bir çalışma ortamı gerektiren sektörlerde bu
durum daha büyük önem arz etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2020 |
Gönderilme Tarihi | 19 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
STRATEGIC PUBLIC MANAGEMENT JOURNAL © 2015 is licensed under Creative Commons Attribution 4.0 International