Bu çalışmada
üniversite öğrencilerinde cinsiyete göre beslenme alışkanlıklarının
araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla toplam 385 üniversite öğrencisinin
doldurduğu beslenme alışkanlıkları indeksi anketi değerlendirilmiştir.
İstatistiksel işlemlerde t- testi ve ki kare testleri kullanılmıştır. Çalışmaya
katılan erkekler 20,47 ve kadınlar 20,32 yaş ortalamasına sahiptir. Beden kitle
indeksi erkeklerde 22,88 kg/m2 ve kadınlarda 20,82 kg/m2
olarak bulunmuştur. Bel/kalça çevre oranı ise erkeklerde 0,89 cm ve kadınlarda
0,79 cm olarak tespit edilmiştir. Beslenme alışkanlıkları indeksi puan
ortalaması erkeklerde 12,14 ve kadınlarda 13,62 olarak bulunmuştur. Cinsiyete
göre boy, vücut ağırlığı, beden kitle indeksi bel ve kalça çevre ile bel/kalça
oranları ve beslenme alışkanlıkları indeksi puanı arasında istatistiksel olarak
anlamlı farklılık bulunmuştur (p<0,05 ve p<0,001). Cinsiyete göre
öğrencilerin yağlı ve şekerli yiyecekler tüketme ve hamburger, patates
kızartması, pizza gibi dışarıda satılan menülerden yeme tercihleri arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p>0,05). Öğrencilerin
cinsiyete göre yiyeceklerine tuz ekleme durumlarında, günde 3 fincandan fazla
kahve, kola ve çay tüketme, dana eti, koyun eti ve bunlardan yapılan salam,
sosis, sucuk vb. yeme tercihlerinde farklılık bulunmuştur (p<0,05 ve p<0,001).
Yine meyve, sebze yemekleri, bulgur ya da kuru fasulye, nohut, mercimek gibi
kuru baklagiller ile yapılan yemekleri yeme tercihleri ve öğün atlama durumları
da cinsiyete göre değişmektedir (p<0,05). Sonuç: Üniversite öğrencilerin
cinsiyete göre tek yeme tercihleri değiştiği ve yemek yeme tercihlerinin vücut
ağırlığı ile bel/kalça oranını etkilediği sonucuna varılmıştır. Erkek
öğrenciler orta ve kadın öğrenciler yüksek düzeyde beslenme alışkanlığı riski
taşımaktadırlar. Yemek yeme tercihleri
konusunda her iki guruba da eğitim verilmesi tavsiye edilir. Özellikle
erkeklere öğün atlamamaları konusunda bilinç kazandırılmalıdır. Ancak bu konuda
gıda alanında üretici firmalarında katkı sağlaması gerekmektedir. Özellikle
üretimde gıdaların uzun süre paket içerisinde kalması için kullanılan sağlığa
zararlı olarak bilinen katkı maddeleri ve tatlandırıcıların kullanılmaması,
içeceklerde gıda boyalarının ve aromaların doğal olması yolundaki tedbirler ile
ticari kaygıdan çok sağlıklı gelecek nesiller için atılacak çok önemli küçük
adımlar olarak düşünülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Spor Hekimliği |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |