Purpose: This study aimed to examine the effect of intolerance of uncertainty on perceived stress, psychological resilience, psychological fragility, and perception of motherhood in high-risk and non-high-risk pregnant women.
Method: The study is descriptive, relationship-seeking, and cross-sectional study data was collected from a total of 1100 pregnant women, including 550 high-risk pregnant women and 550 non-high-risk pregnant women in the 2nd and 3rd trimesters, between August and December 2022. Intolerance of Uncertainty Scale (BTÖ), Perceived Stress Scale (PSS-10), Brief Psychological Resilience Scale (KPSS), Psychological Fragility Scale (PKS) and Pregnant Women's Self-Perception Scale (PPRS) were used to collect data. Student-t test, Pearson chi-square test and Fisher-Freeman-Halton test were used in statistical analyses.
Result: In the study, among high-risk pregnant women, 60.5% had the threat of premature birth, 14.0% had hypertensive diseases of pregnancy, 12.4% had premature rupture of membranes, 8.0% had bleeding, 5.1% had She had gestational diabetes mellitus. There was a positive relationship between the intolerance of uncertainty levels of high-risk and non-high-risk pregnant women and perceived stress and psychological fragility, and a negative and statistically significant relationship between psychological resilience (p<0.05). There was no significant relationship between the intolerance to uncertainty level of high-risk and non-high-risk pregnant women and their perception of motherhood (p>0.05).
Conclusion: This study found that intolerance of uncertainty increased the level of perceived stress and psychological fragility and decreased the level of psychological resilience in high-risk and non-high-risk pregnant women. Additionally, there was no relationship between intolerance of uncertainty and perception of motherhood in high-risk and non-high-risk pregnancies. Midwives and women health nurses should evaluate all pregnant women, especially high-risk pregnant women, psychologically during antenatal follow-ups, and if pregnant women experience feelings of uncertainty about the future, they should encourage pregnant women to express their feelings and eliminate their lack of knowledge.
Perception of Motherhood Uncertainty Psychosocial Health Stress High-Risk Pregnancy
Amaç: Bu çalışma ile yüksek riskli olan ve olmayan gebelerde belirsizliğe tahammülsüzlüğün algılanan stres, psikolojik sağlamlık, psikolojik kırılganlık ve annelik algısı üzerine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: Çalışma tanımlayıcı, ilişki arayıcı ve karşılaştırıcı türde olup, çalışma verileri Ağustos-Aralık 2022 tarihleri arasında, 2. ve 3. trimestirdeki 550 yüksek riskli gebe ve 550 yüksek riskli olmayan gebe olmak üzere toplam 1100 gebeden toplanmıştır. Verilerin toplanmasında Belirsizliğe Tahammülsüzlük Ölçeği (BTÖ), Algılanan Stres Ölçeği (ASÖ-10), Kısa Psikolojik Sağlamlık Ölçeği (KPSÖ), Psikolojik Kırılganlık Ölçeği (PKÖ) ve Gebelerin Kendilerini Algılama Ölçeği (GKAÖ) kullanılmıştır. İstatistiksel analizlerde Student-t test, Pearson ki-kare test ve Fisher-Freeman-Halton test kullanılmıştır.
Bulgular: Çalışmada yüksek riskli olan gebelerin %60,5’inde erken doğum tehdidi, %14,0’ünde gebeliğin hipertansif hastalıkları, %12,4’ünde erken membran rüptürü, %8,0’inde kanama, %5,1’inde gestasyonel diyabetes mellitus vardı. Yüksek riskli olan ve olmayan gebelerin belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyleri ile algılanan stres ve psikolojik kırılganlık arasında pozitif yönlü, psikolojik sağlamlık arasında negatif yönlü ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardı (p<0,05). Yüksek riskli olan ve olmayan gebelerin belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyi ile annelik algısı arasında ise anlamlı bir ilişki yoktu (p>0,05).
Sonuç: Bu çalışma ile yüksek riskli olan ve olmayan gebelerde belirsizliğe tahammülsüzlüğün algılanan stres ve psikolojik kırılganlık düzeyini arttırdığı, psikolojik sağlamlık düzeyini ise azalttığı saptandı. Ayrıca yüksek riskli olan ve olmayan gebelerde belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyi ile annelik algısı arasında bir ilişki yoktu. Ebeler ve kadın sağlığı hemşireleri tüm gebeleri, özellikle yüksek riskli gebeleri antenatal izlemlerde ruhsal yönden değerlendirmeli ve gebeler, geleceğe yönelik bilinmezlik duyguları yaşıyor ise gebeleri duygularını ifade etmeleri yönünde teşvik etmeli ve bilgi eksikliklerini gidermelidir.
Annelik Algısı Belirsizlik Psikososyal Sağlık Stres Yüksek Riskli Gebelik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Doğumun Psikososyal Yönleri ve Perinatal Ruh Sağlığı, Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 4 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 5 Sayı: 3 |