COVID-19 pandemisi kuşkusuz ki insanlık tarihinin en önemli ve zorlu tecrübelerinden biri olarak tüm toplumların hafızasına kazınmıştır. Bu zorlu tecrübe ile bir gecede sayısız insan geçim kaynaklarını kaybederken günlük rutinlerini ve kariyer planlarını da değiştirmeye zorlanmışlardır. Bir toplumsal hafıza ve sosyal iletişim aracı olarak fotoğraf; çeşitli sınırlar arasına hapsolmak zorunda kalan bu insan öykülerinin hayat bulmasında ve aktarımında çok önemli bir rol oynamıştır. Fotoğrafın icadından günümüze gerçeklikle kurduğu doğrudan bağ ve bir sanat disiplini olarak varlığı bu büyük sınavın yıkıcı hasarının tespiti ve etkilerinin azaltılmasında önemli bir noktada durmaktadır. Dünyanın farklı coğrafyalarında pandeminin etkilerini farklı projelerle belgeleyen pek çok fotoğrafçı, yaşanan koşulların, yüzleşilen sosyal ve psikolojik zorlukların ortak olduğu gerçeğini göz önüne sermek konusunda büyük bir görev üstlenmiştir.İnsanlık yaklaşık 200 yıldır fotoğrafın görünmeyen dünyayı gösterme gücü sayesinde dünya savaşları, doğal afetler gibi yaşadığı büyük trajedileri belgelendirebilmekte, bu belgeler aracılığıyla da toplum bilincini artırarak bireylere harekete geçmek için ilham verebilmektedir. Bu çalışmada da fotoğrafın gelişim süreci içerisinde bir sosyal iletişim aracı ve bir sanat disiplini olarak varlığı öncelenerek pandemi özelinde çeşitli sanatçı çalışmalarından örneklerle süreçteki önemi çerçevelenmeye çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 14 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 2 Sayı: 3 |