The French artist Eugéne Delacroix was one of the most important Romantic painters of the 19th century. He was trained in the studio of Pierre-Narcisse Guerin at the Paris School of Fine Arts. He was particularly inspired in his many works by poetry of Byron. As one of early Orientalist painters, Eugéne Delacroix visited Morocco and Algeria in 1832 and returned with numerous sketches and several notebooks. His famous work Massacre at Chios which exhibited at the 1824 Salon was based on the Greek war against the Ottomans. Like many other European painters of the period, he supported Greeks with his Greek-themed paintings. The Western view of the Ottomans was consists of admiration and hostility. Throughout the centuries Ottoman Empire was considered a dangerous enemy for them but at the same time they admired for the sophistication of its arts and crafts. Like many Orientalist painters, Delacroix also represented Ottoman figures in different scenes. Although he has never been to Turkey, he carefully depicted details of the local costumes, weapons, furnishings and exotic objects and repeated the Orientalist subjects untill his death in 1863.
Fransız sanatçı Eugéne Delacroix, 19. yüzyılın en önemli Romantik ressamlarından biridir. Paris Güzel Sanatlar Okulu’nda, Pierre-Narcisse Guerin’in atölyesinde eğitim görmüş, birçok eserlerinde özellikle Byron’ın şiirlerinden esinlenmiştir. Erken Oryantalist ressamlardan biri olan Delacroix, 1832 yılında Fas ve Cezayir’e gitmiş ve bu yolculuktan sayısız taslak ve birkaç not defteri ile dönmüştür. 1824 Salon’unda sergilenen Sakız Adası Katliamı adlı ünlü eseri, Osmanlılar’a karşı sürdürülen Yunan savaşını konu almaktadır. Dönemin pek çok Avrupa’lı ressamı gibi Delacroix da Yunanlılar’ı, onları konu alan resimleriyle desteklemiştir. Batı dünyasının Osmanlı’a bakışı, takdir ve düşmanlıktan oluşmaktaydı. Yüzyıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu, Batılılar tarafından tehlikeli bir düşman olarak görülmüş, fakat aynı zamanda sanat alanındaki ince zevkleri ve ustalıkları da takdir edilmiştir. Çoğu Oryantalist sanatçı gibi Delacroix da Osmanlı figürlerini farklı sahneler içinde betimlemiştir. Sanatçı, Türkiye topraklarında bulunmamakla birlikte, yöresel giysi, silah, kumaş ve egzotik objelere ilişkin ayrıntıları dikkatle betimlemiş ve 1863 yılında ölümüne kadar Oryantalist konuları tekrar tekrar ele almayı sürdürmüştür
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | ARAŞTIRMA |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Temmuz 2005 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 14 Sayı: 1 |