The Black Sea, was the homeland of many states in the history and didn’t lose its political and military importance (value) as well as commercial and aconomic over hundreds of years. At the end of the 15th. century, the Black Sea was an inner see of the Otoman Empire and preserved this feature till the middle of the second half of 18th. century. During this period, Russia was the biggest threat of the Black Sea. Russia, freed from the rule of Golden Hordeat the beginning of the 16th. century, captured Kazan Khanate in 1552 and Astrakhan Khanete in 1556 and took the people of region (Kazak, Nogay and Çerkez) under its rule (reign) and started its expansionism toward the Black Sea. Afterwards, even if expansionism of Russia had come to a standstill due to domestic affairs and Poland matter, she would have been more active because of measurements taken at the end of the first half of the 17th. century and merged with Ukrania in 1654. Russia, following active policy after the second half of the 17th. century, couldn’t reach the Black Sea but made an important step by capturing Azak Fortress to reach the Black Sea.
Karadeniz, tarihte pek çok devlete ev sahipliği yapmış, ticari ve ekonomik olduğu kadar, siyasi ve askeri olarak da yüzyıllarca önemini kaybetmemiştir. 15. yüzyılın sonlarında bir Osmanlı iç denizi haline gelen Karadeniz, 18. yüzyılın ikinci yarısının ortalarına kadar bu özelliğini korumuştur. Bu yüzyıllar arasında Karadeniz’i tehdit eden en önemli devlet Rusya olmuştur. 16. yüzyılın başlarında Altınordu hâkimiyetinden çıkan Ruslar, 1552’de Kazan ve 1556’da Astarhan Hanlıklarını aldıktan sonra, bölge halklarını (Kazak, Nogay ve Çerkezleri), himayeleri altına alarak Karadeniz yönünde yayılma faaliyetlerine başlamışlardır. Rusların bu faaliyetleri, daha sonra yaşadıkları iç sorunlar ve Lehistan tehlikesi nedeniyle kesintiye uğramışsa da, 17. yüzyılın ilk yarısının sonlarında almış oldukları tedbirler ve 1654 yılında Ukrayna ile birleşmelerinden sonra daha aktif hale gelmiştir. Ruslar, 17. yüzyılın ikinci yarısından sonra izlemiş oldukları aktif politikayla yüzyıl sonunda Karadeniz’e çıkamamışlarsa da, Azak Kalesini alarak Karadeniz’e çıkmak için önemli bir adım atmışlardır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 2013 Sayı: 28 |
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi