Türkiye’de geleneksel yapılarda nispeten sorunsuz
yaşayan yaşlıların toplumsal konumunu, 1950 yıllarından itibaren,
modernleşmeyle birlikte ortaya çıkan makro toplumsal değişimler etkilemiştir.
Endüstriyel dönüşüm ve kentleşme, geleneksel bağları zayıflatmıştır. Kırsalda
yaşlılar tarımsal faaliyetlerin yönetiminden sorumludur. Ancak aile üyeleri,
eğitim yoluyla veya mesleki çeşitlilik sayesinde yaşlılara olan bu ekonomik
bağımlılıklarından kurtulmuşlardır. Aileler küçülmüştür. Yeni kuşak aileler
yaşlanan anne-babadan, kardeş ya da yakın akrabalarından uzakta ve ayrı
mekânlarda yaşamaya başlamıştır. Değişen yaşam tarzlarıyla birlikte yeni
nesiller ile yaşlı nesil arasındaki bağ, değerler ve gündelik yaşamın
zorunlulukları çerçevesinde değişmektedir. Bu durum bazı yeni nesil aileler
açısından yaşlının bağımlı ve sorun üreten biri olarak görülmesine yol
açmaktadır. Bazı aileler açısından da yaşlıya yönelik “gelişigüzel” bir ilginin
sürdürülmesini sağlamaktadır. Birinci durumdaki aileler, yaşlıya yönelik açık ve
farkında olarak ihmal ve istismar davranışları üretmektedir. İkinci durumdaki
aileler ise gündelik yaşamın getirdiği yükün baskısı altında, istemeden
istismar ve ihmal davranışları üretebilmektedir. Günümüzde yaşlıya yönelik en
önemli sorun “kurumsallaşmış” bir ilginin yeterince oluşmamasıdır. Bunun
eksikliğinin hissedildiği her yaşam alanında, yaşlılar ilgi ve bakım şansına
sahip olmakta ya da olamamaktadır. Son yıllarda yaşlanmaya yönelik
projeksiyonlar, “yaşlı toplum” olmanın oluşturabileceği sorunların da
tartışılmasına yol açmıştır. Tartışma konularından birisi olarak bu çalışmada,
modernleşmeyle birlikte, yaşlıya yönelik değişen bakış açısı ve şiddet,
istismar, ihmale yönelik tespit edilen verilerin tartışılması amaçlanmaktadır.
Elderly people have unproblematically lived within the Turkish traditional family structures. However, their social position has been affected by the macro-social changes of modernization since 1950’s. Industrial transformation and urbanization have weakened traditional social ties. In rural areas, older people are responsible for the management of agricultural activities. However, family members have avoided this economic dependency through education or occupational diversity. Families have become smaller. Younger families have begun to live far away from their aging parents, siblings and close relatives. Together with changing lifestyles, the social ties between younger and older generations are changing with the values and difficulties of daily life. Accordingly, some younger families see old people as dependent and problematic. For some families, this leads to irregular behavior toward older people. Some families explicitly neglect and abuse older people, and they are aware of this. Other families unintentionally abuse and neglect the elderly due to the burdens of daily life. Today, the most significant elderly problem is that there is a lack of sufficient formally institutionalized interest in them. It is not certain that the elderly will obtain interest or care in living spaces that lack institutionalized care. Recent projections on aging lead to discussions regarding the possible problems of being an old society. This study discusses the changing perspective on the elderly with modernization as well as the data on violence, abuse and neglect.To this end, this study attempts to examine the phenomenon of elderliness considering the problems of modernization in previous studies conducted on the data of an empirical study and within the scope of the field of interest
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Nisan 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 43 |
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi