Bu çalışma; toplumsal, kültürel ve politik yapıların annelik deneyimini şekillendirdiği varsayımından yola çıkarak, anneliğin çeşitli söylemlerin odağında yeniden üretilen ve dönüşen konumuna ilişkin bir tartışma yürütmeyi amaçlamaktadır. Bu anlamda annelik kavramı odağında yürütülen tartışmaları tarihsel ve kültürel bağlamlarından yola çıkarak kuramsal bir çerçevede ele almak ve anneliğe yüklenen anlamları kuramsal çerçevede tartışmaya açmak bu çalışmanın ana eksenini oluşturmaktadır. Annelik her zaman farklı düşünce pratikleri içinde tartışmalı bir konu olarak ele alınmış, kadınlık kimliğinin en önemli belirleyeni olarak da görülmüştür. Kadınların sorumlulukları, aile içi rolleri ve kamusal yaşamdaki ilişkileri bu kimlik etrafında şekillenerek, toplumsal cinsiyetin normatif düzeni oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu nedenle annelik, feminist yaklaşımın da çelişkili konularından biri olmuştur. Bir yandan anneliği kadın için bir baskı aracı olarak gören yaklaşımlar, öte yandan kadına özgü farklılıkları ön plana çıkartarak anneliği olumlayan yaklaşımlar feminist düşünce içinde iki farklı çizgide meseleyi ele almaktadır. Bedenin yönetimselliğine işaret eden biyo-politik söylemin de bu tartışmalara eklemlenmesi ile birlikte annelik, önemli bir iktidar alanına dönüşmüştür. Bu çalışmanın amacı söz konusu tartışmalardan yola çıkarak, annelik kimliğinin çeşitli söylemlerin odağında nasıl yeniden şekillendiği ve üretildiğini anlamaya çalışmaktır. Her dönemin ekonomik, toplumsal ve politik söylemlerinin farklı anneliklerin ortaya çıkmasına aracılık ettiği ve kadınlık kimliğinin en belirgin rolünün (yaş, sınıf, eğitim, ırk ayırt etmeksizin) annelik rolü olduğu gerçeği eleştirel sosyolojik bir tartışmayı gerekli kılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Sosyoloji |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 2 Sayı: 47 - Ek Sayı |
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi