Hz. Osman, Hz. Peygambere damat olmuş, zi’n-nûreyn lakabıyla nitelenmiş, Müslümanların üçüncü hâlifesi olarak İslâm tarihinde yerini almış mümtaz bir sahâbedir. Onun şehâdeti Müslümanları psikolojik ve sosyolojik açıdan derinden etkilemiş bir hâdisedir. O şehit edildikten sonra zühd hareketleri ortaya çıkmış ve dünyaya karşı mesâfeli bir tavır takınılmıştır. Hz. Osman zengin olmasına rağmen sâde ve mütevâzı bir yaşam sürmüş, malını Allah’ın rızâsını kazanmak için sonuna kadar sarf etmiştir. Onun gündüzleri oruçlu bir şekilde halka hizmeti, geceleri ise uzun Kur’an tilâvetleriyle Hakk’a ilticâsı sûfîler için örneklik teşkil etmiştir. Yine onun ömrünün sonuna kadar zühd, fakr, verâ’, takvâ, edep ve hayâ dolu yaşantısı, olaylara karşı firâset yüklü bakışı, melâmî neşvesi sûfîlerin örnek aldığı bir başka unsurdur. İlk dönemde yazılan Kitâbü’z-Zühd’ler ve tasavvuf klasiklerinde Hz. Osman’a diğer üç halifeye nazaran pek fazla yer verilmemiştir. Tabakât literatüründe de Hz. Osman’a açılan müstakil başlıklar bir elin parmağını geçmemektedir. Hz. Osman’ın zi’n-nûreyn şeklinde anılmasına sûfîler tarafından hilm-hayâ, tahkik-temkin, ilim-irfan, teslimiyet-ihlas, ikram-iyilik, sıdk-fakir gibi ikili terkiplerle mânevî anlamlar yüklenmiştir. Hz. Osman’ın zâhidâne yaşantısı zühd dönemindeki bazı sûfîlerin tasavvuf anlayışlarına etki etmiş, teşekkül dönemindeki bazı ekollerin temelini oluşturmuş, özellikle Nakşibendiliğin esaslarında kendini göstermiştir.
Hz. Uthman, who was the broom of the Prophet, and known as dhul-nurayn (the possessor of two lights), served as the third khalif of the Muslims, leaving his mark in Islamic history. His martyrdom profoundly impacted Muslims both psychologically and socially. After his martyrdom, some zuhd (ascetic) movements emerged, and a more reserved attitude toward worldly matters was adopted. Although he was rich, he led a simple and modest life, and spent all his fortune and belongings only to receive Allah’s approval. His practice of serving the public while fasting during the day and retreating to Allah at night with long recitations of the Quran served as a model for Sufis. His life, which was full of zuhd (asceticism), fakr (poverty), wara (piety), taqwa (forbearance), adab (good manners) and haya (decency), his wise perspective towards events and his malami life (his spirit of selflessness) was an another feature for Sufis.
In the early works on asceticism (Kitab al-Zuhd) and classical texts of Sufism, Hz. Uthman received less attention compared to the other three caliphs. In the literature of Tabaqat (biographical dictionaries), there are very few separate parts for Hz. Uthman. However, Sufis attributed spiritual meanings to the title Dhul-Nurayn, associating it with paired virtues such as forbearance and modesty, realization and composure, knowledge and wisdom, submission and sincerity, generosity and kindness, and truthfulness and detachment from worldly possessions. Hz. Uthman’s ascetic lifestyle influenced the Sufi understanding of asceticism during its early stages and laid the foundations for some schools of thought during the formation period of Sufism, particularly manifesting in the principles of the Naqshbandi order.
Sufısm zuhd (asceticism) haya (modesty) isar (altruism) malamet (selflessness).
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tasavvuf |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 16 Mart 2024 |
Kabul Tarihi | 11 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |