Felsefe ve Hikmet birbirlerini tamamlayan yakın kavramlardır. Batı dünyasında felsefe tabiri kullanılırken İslâm dünyasında felsefe kelimesi yerine daha çok hikmet kelimesi kullanılır. Ancak sûfîler arasında genelde durum tam tersidir. Sûfîler felsefe ile hikmet arasına keskin çizgiler çekerler, hikmet ile felsefenin, hâkim ile filozofun aynı şey olmadığını dile getirirler. Bu sûfîlerden biri de Mevlevî şeyhi olan ve Yenikapı Mevlevihane’sinde şeyhlik yapmış Mesnevi şarihi Sabûhî Ahmed Dede’dir. Sabûhî, İhtiyarat-ı Sabûhî adlı Mesnevi şerhinde Hikmet- Felsefe, Hâkim-Filozof ayrımına değinmiştir. Felsefe ve filozoflara karşı olumsuz düşüncelere sahiptir. Amacımız Sabûhî Dede’nin felsefe ve filozoflara karşı tavrının gerekçelerini tespit emek ve değerlendirmelerde bulunmaktır. Sabûhî ilim ve hikmetin çeşitli yönlerine değinmiş, mihenk taşı olarak ilimde, insanın ahiretine katkı sağlama ve dini ilimler olması kıstasıyla sınırlamıştır. İnsanın bildiği ile amel etmesini önemser. Kişinin bildiği ile amel ettiğinde kişiye bilmediklerinin öğretileceği düşüncesini benimser. Sabûhî kişinin eylem haline getirdiği, dini ve ahiretine fayda sağlayan bilgileri, Allah’ın o kişiye bilmediklerini öğreteceği düşüncesinden hareketle hikmet kavramıyla ilişkilendirir. Sabûhî Ahmed Dede hikmet üzerinde durur, görüşlerini dile getirir ve hikmet ehlini ikiye ayırır. İlkine "hukemâ-yı felâsife" derken ikinci grubu "hukemâ-yı ilâhiyye" diye tesmiye eder. Makbul olanın "hukemâ-yı ilâhî"ye verilen hikmet olduğunu söyler. Bu çalışmamızda Mesnevî-yi Manevi şarihi Sabûhî Ahmed Dede’nin ilim ve hikmete dair görüşlerini, tenkitlerini, tespitlerini ortaya koyup görüşleri üzerinde değerlendirmelerde bulunmayı düşünüyoruz.
Philosophy and wisdom are close concepts that complement each other. While the term philosophy is used in the Western world, the Islamic world prefers to use “wisdom”. However, ṣūfīs draw sharp lines between philosophy and wisdom, stating that wisdom and philosophy, judge and philosopher are not the same. Among these Ṣūfīs, Ṣabūḥī Aḥmed Dede was a Mawlawî sheikh, the sheikh of the Yenikapı Mawlawîhane, and the commentator of Mathnawi. Ṣabūḥī, having negative thoughts towards philosophy and philosophers, mentions the distinction between wisdom-philosophy, judge-philosopher in his Mathnawi commentary named İhtiyārāt-ı Ṣabūḥī. We aim to identify and evaluate the reasons for Ṣabūḥī Dede’s attitude towards philosophy and philosophers. Ṣabūḥī touches on various aspects of science and wisdom and restricts science with the criterion of contributing to the hereafter and being religious sciences as a touchstone. He believes that when a person acts with what he knows, he will be taught what he does not know. Through this, Ṣabūḥī associates the knowledge, which is put into action and is beneficial for one’s religion, and hereafter, with the concept of wisdom. He emphasizes wisdom, expresses his views, and divides the people of wisdom into two. He calls the first “ḥuqama’i-felasife” and the second group is called “ḥuqamâ’i-ilâhiyya” and states that what is acceptable is the wisdom given to “ḥuqamâ’i-ilâhiyya”. This study intends to reveal the views, criticisms, and determinations of Ṣabūḥī Aḥmed Dede, commentator of Mathnawi Manawi, on science and wisdom and reviews his views.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 19 Nisan 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 10 |