Anlatıcının yazardan farklıolduğu gerçeği ancak 20. yüzyılın ilk yarısında anlaşıldı. Böylelikle de Stanzel’in dolaylılık ilkesi olarak özetlediği önemli bir adım atıldı. Ona göre biz anlatılarıdolaylıolarak anlar ve kavrarız. Hem yazarla metin hem de metin ile okur arasında bir aracıvardır. Stanzel bu aracılık konumunu anlatım konumu olarak adlandırır. Bunlarıda kişisel, tanrısal ve ben anlatım konumları şeklinde üçe ayırır. Yazımızın konusu söz konusu Stanzel’in sistemini ortaya koymaktır.
The fact that the narrator was someone other than the writer was discovered only after the second half of the XX. century. Thus an important step forward was taken, which Stanzel defined as 'the circuitousness principle.' According to him, we perceive and make sense of narration in a circuitous manner. There are delegates both between the writer and the text, and between the text and the reader. Stanzel defines this point of delegation as 'point of view,' and categorises it as personal, auktorial and egocentric points of view. The purpose of this paper is to shed light on Stanzel's system
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2008 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Sayı: 20 |