Dilbilgisi-çeviri yönteminden iletişimsel yaklaşıma kadar olan dil öğretim metotlarısürecinde her metot, bir önceki metotta tespit ettiği eksiklikleri gidermek iddiasıyla ortaya çıkmıştır. Seksenli yıllarda ise iletişimsel yaklaşımla birlikte, yabancıdil öğrencisinin iletişimsel yetiye sahip olmasıgerektiği, dilde amacın iletişimsel yetinin kazandırılmasıolduğu özellikle vurgulanmış; bunun için ise, dört dil yetisiningünlük hayatta ihtiyaç duyulduğu gibi senkronize bir şekilde geliştirilmesi düşüncesi oluşmuştur. Ardından bu yetinin, hedef kültürü göz ardıederek asla kazanılamayacağıgerçeği de “KültürlerarasıYaklaşım” ın ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Farklıkültürlerle beslendikleri için Ana dil ile Hedef dilin tam olarak örtüşmemesi son derece doğal bir durumdur. Dil öğrenen bir kimseye önce bu ön bilgi verilmeli ve o kimsenin bu süreçte muhtemelen karşılaşabileceği, istenen güdülenmeyi zedeleyebilecek hayal kırıklıklarıyaşamasının mümkün olduğu kadar önüne geçilmeye çalışılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, ana dilde bile kişinin aktif olarak kullanabildiği kelime hazinesi pasif olarak sahip olduğunun çok küçük bir kısmınıoluşturur. Aktif kelime haznesinden, kişinin yazılıve sözlü iletişim ortamlarında kullanabildiği, pasif kelime haznesinden ise kişinin günlük gerçek dil ortamlarında kullanamadığıama ilgili dilde yazılıbir metin okurken ya da sözlü ifadeleri dinlerken anlamlandırabildiği kelimeler anlaşılır. Ana dilde günlük tecrübelerimizden de bileceğimiz gibi aktif ve pasif kelime hazinesi arasında kesin sınırlar yoktur. Öğrenilen dilin, içinde bulunulan duruma uygun kullanımı, bu dili ana dil olarak kullanan bir kimsede otomatikleşmiştir ve böyle bir kişi çocukluğundan itibaren içinde yetişip büyüdüğü dışdünyayıdille kavradığıiçin, dilsel kalıplarıbilir. Yabancıdil öğrenen kimsede ise, alışılagelen dilsel kalıplarla kendisini gösteren bu yeti eksiktir”. İşte yabancıdilde önemli olan da kelime haznesini geliştirmek ve özellikle günlük iletişimde ihtiyaç duyulan fakat pasif kelime haznesinde bulunan kelimeler ve kullanımlarınıaktif kelime haznesine dahil edebilmek, böylelikle onlarıgerçek iletişim ortamlarında duruma ve amaca uygun kullanabilmektir.
Hedef Dil Kelime Haznesi Hedef Kültür İletişim İşitsel Metinler
Several methods have been developed to achieve the aim in teaching foreign language and to teach the target language in the best way. In each method, one of the four skills is focused on more. Each method –from grammar translation to communicative approach- was developed in order to compensate for the deficiency of the earlier one. During the eighties, it was emphasized that the foreign language learner have communicative faculty and that the aim in teaching a language was to have the learner acquire communicative faculty; and subsequently the idea that the four skills should synchronistically be taught in the way it was needed in daily life was introduced. Then the “intercultural approach” appeared owing to the fact that this faculty can never be achieved disregarding the target culture. It should not be forgotten that the active vocabulary used in the native language comprises only a little part of the passive ones. Active vocabulary comprises the words used by the speaker in oral and written communication, and the passive one comprises the ones that are not actually used in oral or written communication but understood when they are actually read or heard. As we experience everyday, there is no certain line separating the active and passive vocabulary in the native language. Some words, phrases or structures not used in everyday active speech eventually passivize. The language becomes automatic for the person who uses it as native language owing to its constant use in current situations. As the person like this understands the environment s/he has lived since the childhood through language, s/he knows linguistic structures well. This faculty clearly seen in usually used linguistic structures is not perfectly developed in those who learned a foreign language. What is important in learning a foreign language is to develop the vocabulary, trying to activate the passive vocabulary needed in daily communication, and to use them in the most suitable way to the speaker’s aim in the current situations. It should not be forgotten that German has its special condition in this process. Another element that facilitates experiencing real dialogues suitable for real communication in everyday life is to conduct the grammar courses in the way that facilitates achieving the goal. That is, the students should firstly be made acquainted with the experience of using vocabulary and structures needed everyday rather than standard grammatical rules. For instance, it is not suggested to teach the perfect präteritum , in the way it is usually given in German grammar books, before the simple past tense, used more than the other in daily life. As the basic aim in learning a foreign language is to establish communication in the target culture, the simple past tense perfekt , used more than the other, is more important and it takes the precedence. Another example is that the structures expressing request Konjunctive II are placed after other structures because they are considered difficult to learn. However, the structures such as “Ich würde gern …” I’d like to ….. Ich hätte gern Tea/Lemonade: I prefer tea/lemonade
Target Language Word Stock Vocabulary Communication Auditory Text
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Sayı: 21 |