Fiziksel, sosyo-ekonomik ve kültürel anlamda kentin gelişiminden sorumlu olan yerel yönetimler, toplumu etkileme potansiyeli yüksek olan kurumlardan biridir. Ancak yerel yönetimlerin karar organlarının attıklarıadımların, insan tutum ve davranışlarıüzerinde etkide bulunduklarıgerçeği, kültürün, kent kültürünün veya kimliğinin kamu aktörleri tarafından etkilenemeyeceği anlamına gelmez; gelmemelidir de. Aksine yerel yönetimlerkültürün etkilerinin bilincinde olarak, onu kullanmalıdırlar. Zira içinden çıktıklarıtoplumun kültüründen etkilenen örgütler, aynızamanda o toplumun kültürünü önemli ölçüde etkilerler. Belediyeciliğin şehrin fiziki yapısına dair hizmetlerin sunumu anlamınıaşarak, sosyal ve kültürel birtakım işlevleri de üstlenmeye başlaması, sadece yerel ihtiyaçlar ve sorunlara, insanların bir kentlilik bilinci geliştirerek yaklaşmalarına katkısağlamakla kalmaz, aynızamanda kentte yaşayan insanlarıkaynaştırıcıişleve de sahip hale gelir. Belediyelerin kültürel hizmetleri ve bu bağlamda oluşturulan kentlilik bilinci, yürütmekte olduklarıdiğer hizmetlerin planlanmasıve yürütülmesi sürecinde tamamlayıcıbir rol üstlenebilecektir. Belediyeler, kentin gündelik hayatının akışıiçinde, günün ve çağın gereklerini yerine getirmeye çalışırken, bunu kentin geçmişine ait özellikleriyle kaynaştırarak yaptıklarıtakdirde, kentin özgün dokusunu koruyarak insanlara kent bilinci kazandırabilir, onlarıbelki ‘kentli’ ve özel olarak “x kentli” haline getirebilirler. Sosyal, kültürel ve ekonomik anlamlarda farklıkatmanların bir araya gelmesiyle oluşmaya başlayan uyumlu ve anlamlıbirliktelik, kente ait olan, o kenti farklıkılan ve o kente değer katan bir unsur olan kent kimliğini oluşturur. Özellikle, yeni oluşturulan belediyelerin, kent kültürü ve kentlilik bilinci oluşturmak adına yörenin tarihinden beslenerek geçmişle bağlar kuran kentsel dokular oluşturmalarıonların başarıya ulaşmasında önemli rol oynayacaktır. Belediyeler, kültürel politikalarınıkentin geleneksel ve kültürel özellikleri ve nüfusun kültürel karakteri ışığında oluşturduklarıtakdirde, insanlarda ‘kente özgü’ olana dair bir aidiyet duygusu gelişecek, insanlar kentlerini sahiplenecek ve yerel yönetimlerin kentin fiziksel, sosyal ve kültürel çehresini geliştirmeye yönelik çalışmalarında ona destek olacaklardır. Kentler, alışılagelen davranışörüntüleri, düşünceler, siyasi tercihler ve sosyal ilişkiler gibi kente özgü sosyal, siyasal ve kültürel birtakım özelliklere sahip olmanın yanısıra fiziksel yapısıyla, mimarisiyle, kente özgü estetik değerleriyle “sadece insanların bir arada yaşadığıfiziksel bir mekân” olmaktan daha fazlasınıifade eder. Hz Mevlana’nın da ifade ettiği gibi, “aynıdili konuşup, aynıduyguya sahip olmayanların anlaşamaması”na paralel bir benzerlik, bir kentte yaşayan insanların yaşadıklarıkente karşıaidiyet duygusu besleyebilmelerinin sadece aynımekânıpaylaşmalarıyla mümkün olmamasıkonusunda da kurulabilir. İnsanların aynızamanda kentle özdeşleşebilen bir kimliğe sahip olmasıgerekir. Mekân ve mekânın tarihi, kent kimliğinin ve kent kültürünün oluşturulmasıiçin kurucu niteliğe sahip bir unsurdur. Bu nedenle günümüzün tektipleştirici etkilerinden kentleri korumak adına, kentlere yeni bir kimlik kazandırmaya çalışmaktan ziyade o kentin tarihine bakılarak, kentin kültürünün özgün karakterini oluşturan değerlerin keşfedilmesi ve bu özgünlüğün günün şartlarının gerekleriyle bütünleştirilerek kent kimliğinin sürekliliğinin sağlanmasımümkün olacaktır. Kentler geleneksel değerler ve deneyimler ışığında, günümüzün beraberinde getirdiği sosyal, kültürel veya fiziksel sorunlara daha etkili çözümler geliştirebileceklerdir. 1989 yılında kurulan Selçuklu Belediyesi, Konya’nın en genç ve en büyük ilçesi olmasının yanısıra, geçmişe referansla Selçuklu adınıtaşıyan tek kent belediyesi olarak kent halkında “Selçuklu’lu olma” bilincini yerleştirme adına yürüttüğü kültürel faaliyetleriyle dikkat çekmektedir. Bu makalenin temel amacıda, Selçuklu Belediye’sinin 2009 – 2012 yıllarıarasında, tarihe vurgu yaparak yürüttüğü bilimsel, popüler ve geleneksel faaliyetler ve projeler, restorasyon çalışmalarıve arkeolojik kazılar, sempozyumlar ve çeşitli yayınlar aracılığıyla geliştirdiği kültürel belediyecilik anlayışınıve bu anlayışın insanlarda kente dair bir aidiyet duygusu ve bir kent kültürü oluşturma noktasındaki çabalarınıincelemek ve mümkünse diğer yerel yönetim birimleri açısından ‘ders’ çıkarma ya da ‘örnek’ olma potansiyelini sorgulamaktır. Bu amacın gerçekleşmesini kolaylaştıran sosyal, kültürel ve ekonomik koşullar Selçuklu açısından mevcuttur. Selçuklu nüfusu Konya kent merkezinde belki de en kozmopolit olanıdır. Yoğun yükseköğrenim öğrenci nüfusu, son yıllarda hızla artan yeni yerleşim yerlerinin, sitelerin ve konut alanlarının varlığı, bu ortamda yaşamayıtercih eden insanların ve ailelerin Selçuklu’da bulunması, sosyolojik ve idari açıdan değerlendirmeye alınacak son derece zengin insan kaynağıanlamına gelmektedir. Farklıtercih ve yaşam tarzlarının bir arada yaşamalarıve bu kitlelerin belli değerler etrafında, özellikle de ‘Selçuklu’luk bilinci’ çerçevesinde birleş tiril mesi kenti yönetenler açısından önemlidir. Kentin kültürel ve ekonomik kaynaklarınıda yabana atmamak gerekmektedir. Tarihte farklımedeniyetlere beşiklik eden, Hristiyanlık ve İslamiyet açılarından önemli eserlere kaynaklık eden Selçuklu kültürel çoğulculuk, farklılık ve zenginliğini geliştirme kastıyla bilinçli faaliyetler yapabilir. Ayrıca ekonomik anlamda da koşullar müsaittir. Ekonomik açıdan Konya’da merkezde yer alan, Organize sanayi bölgelerine ve müteşebbislere ev sahipliği yapan kent, nüfus ve diğer kaynaklarının da itici etkileriyle ekonomik olarak en güçlü belediyelerinden birinde yine bu zengin kaynaklarınıdeğerlendirmeye açan yaklaşımıyla kent kültürü geliştirme çalışmasıiçin en şanslıbelediye konumundadır. Selçuklu Belediyesi yetkilileri yürütülen kent kültürünü zenginleştirici çalışmalarınıbilinçli tercihler doğrultusunda yaptıklarınıifade etmektedirler. Elimizde bu konuda somut bir delil bulunmasa bile, belediye yöneticilerinin bu konudaki kanaatlerini dikkate almak durumundayız. Bu çalışma belediye bakışaçısınıdikkate almak suretiyle bu açıdan kent kültürü oluşturabilme potansiyeli taşıyan etkinlikleri değerlendirmektedir. ‘Dışarıdan’ ve özellikle de çalışmanın nesneleri konumunda olan kitlelerin algıve değerlendirmelerini inceleyen bir çalışma yürütülebilir di . Ancak, bu çalışma belediye boyutunu dikkate almak suretiyle konunun arkasında yatan ‘görünmeyen’, ‘ifade edilmeyen’ ve ‘edilmek istenmeyen’ unsurlar üzerinde durma yönünde irade ortaya koymaktadır. Böylece kamu politikasıaktörlerinden birincil paydaşların, kamu yöneticilerinin karar verme saikleri ile amaç - araç arasındaki doğrudan ya da dolaylıilişkilerin değerlendirilmesi konularına ağırlık verilmektedir. Selçuklu Belediyesi açısından kent kültürü ve kentlilik bilinci oluşturma yönünde atılan adımların sonuca götürebilecek, kentlileri kaynaştıracak ve kenti çekim merkezi haline getirecek bir ortam oluşturma ihtimali yüksektir. Bu anlamda belediye yöneticilerinin teşebbüste bulunmalarıbile anlamlıdır. Yerel yönetim performansıhususunda son derece yüksek bir bilinç seviyesinin bulunduğu kabul edilmekle birlikte; bu idarelerin bilinçli tercihlerle politika tespitine dönük olarak dizayn edildiğini söylemek de o kadar zordur. Bütün bu sınırlılıklar ve zorluklar çerçevesinde ifade edilebilecek nokta, Selçuklu Belediyesi’nin kent kültürüne önem veren ve bir dizi faaliyeti dikkate alan görüntüsüdür. Çalışmamız kent kültürü ve kentlilik bilinci çerçevesinde Selçuklu’da yürütülen faaliyetlerin bir dökümünü yapmakta, bunlarıkamu politikasıyaklaşımıçerçevesinde değerlendirmektedir.
Kent Kültürü Kentlilik Bilinci Kent Kimliği Selçuklu Belediyesi.
Local governments as being responsible for physical, socio-economical and cultural developments of cities and communities have the utmost potential to affect daily lives of the local people. Policy making organs of local governments usually focus on the steps taken by these institutions and the behaviours and activities of individuals due mainly to ‘generate’ common culture, city and urban culture or identity of the respective actors through reviewing service provision conditions for the local. This is a necessity. Hence organisations are supposed to be aware that they are affected by outside conditions as well as reflecting the community they live in and the conditions surround. The changing perceptions of municipalities from local and common service providing organisations to social and culturally active and assigned units direct them to be beneficial not only to local necessities and responsibilities but also to cultivate urban culture and urban awareness to ‘mix and mingle’ urban identity. Cultural activities of municipalities and resultant urban culture and identity would play important role of unification and complementary undertakings for this goal. As the major units of local governments, municipalities strive to meet the daily needs of the inhabitants through the usual activities of urban life. When the city pays attention to respect the values and customs of urban culture, they are able to protect and preserve unique urban conditions in order to uphold urban awareness and this may lead to affiliate with the ‘city’, and become fellow city dwellers. In addition, ‘ordinary’ inhabitants become the city settlers with identical cultural features. People from socially, culturally and economically different segments of the society would be united with certain harmonised and meaningful acquaintances in a specific urban environment. This is more evident especially in newly formed cities and urban communities as long as they create intentional policies and projects to engender urban culture and city awareness around certain ideas, symbols and values. The municipalities which design cultural policies with certain degree of awareness and consciousness would be fortunate to activate the urban community might deploy physical and financial resources in meeting the demands and expectations of the respective people. Cities may mean more than physical structure and land use, because they own daily life activities and relations, ideas, political preferences, social relations and interactions, which are distinctive in a given time period, and human elements. Architectural design, aesthetic significances and local physical and concrete values shape the expectations and specifications in urban culture. Common use of the same land pieces does not necessarily lead to the same perceptions and meanings among different human groups. On the contrary, as parallel to the Rumi’s famous verse ‘people who speak the same language cannot communicate, but the ones who have the same feelings can do’, living in the same city is not enough to have common values. Human beings should have an identity which is relevant for the entire local community. The place and its history is a centre piece of building element of urban identity and city culture. For this reason, it might be wise to search and to evaluate the city and urban history in order to find common historical elements rather than creating an artificial and ‘designed’ motto to ‘unite’, ‘integrate’ and ‘shape’ the individuals for the cost of the community. This may be deemed as ‘brainwash’ or ‘social engineering’ for some observers. Cities could produce effective solutions to social, cultural and physical problems of the communities in line with traditional values and experiences. As one of the youngest and the largest districts of Konya province, Selçuklu Municipality, formed in 1989, owns the name of prestigious Selçuklu brand with enormous historical inheritance, claims to carry out intentional activities to polish the ‘Selçuklu awareness’ among its inhabitants. This paper intends to highlight the lessons and values created through cultural activities during 2009 – 2012 period, and the prospect for applying them to other local authorities in their similar activities. The municipality underlines history by performing scientific, popular and traditional activities and projects, restorations and archaeological excavations, symposiums and numerous publications for the sake of creating awareness and identity among the inhabitants. This paper aims to evaluate the case to find out the positive and negative dimensions. In fact, social, cultural and economical preconditions are relevant at Selçuklu in examining the case. The inhabitants of Selçuklu may be the most cosmopolitan among the districts of Konya. Intensive young university population, recent rapid urban developments and sites and land use attracting middle class and working families pose a rich atmosphere at Selçuklu, as being sociologically and administratively attractive to search and evaluate. It is vital for the policy makers at the municipality to bring together around common ‘Selçuklu awareness’ factor the people from diverse social backgrounds with different life style preferences. One needs to take into account the cultural and economical resources. With its rich historical experience as being a shelter for beliefs and religions such as Christianity and Islam, Selçuklu may choose to be a ground for cultural pluralism by encouraging inclusiveness and acceptances vis-à-vis the ‘others’. Besides, economical conditions are also convenient. Economically central position of the district in Konya, and being the home for Organized Industrial Estates and successful entrepreneurs, Selçuklu municipality has one of the strongest financial and economical powers in the region with the pioneering and encouraging human factors and other resources. In this regard, Konya is one of the luckiest among other municipalities. The officials of Selçuklu assert that the cultural activities are planned to enrich common urban culture. Although there is no concrete evidence that these activities are appropriate for action, we need to rely on the views by the municipality. This paper wishes to evaluate the case according to the opinions uttered by officials. ‘Outside’ and especially the ‘subjects’ of the policies would have been examined. However, this paper takes the official views and digs into the ‘unseen’, and ‘unspoken’ components. So, the idea behind the policies and the goals to reach involve public policy actors and primary stakeholders. Urban culture and urban awareness establishing activities are directed to unite the inhabitants and to attract attentions to the city. In this regard, even the initiation by the officials in this end is enough to reveal the prospect. The lack of evidence about the intentions of the actors does not mean that they are not exist. The cultural policies of Selçuklu municipality indicate that the authority pays ultimate devotion. The study documents the policies and applications of the municipality to construct responsive results applying public policy approach
City Culture City Awareness City Identity Selçuklu Municipality
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 31.1 |