Yurt içinde ihraç olunan devlet iç borçlanma senetleri, hazinenin geçici nakit ihtiyacını karşılamak için yurt içi piyasalardan yaptığı borçlanmalar ve senede bağlı olup olmadığına bakılmaksızın müsteşarlık tarafından üstlenilen her türlü malî yükümlülükler iç borçlanma olarak adlandırılmaktadır. Türkiye’de ilk kez 1933 yılında Fevzi Paşa-Diyarbakır demir yolu inşaatının finansmanı için başvurulan iç borçlanma; 1980’li yıllardan itibaren gerek hız kazanan küreselleşme olgusu gerekse her alanda kendisini hissettiren liberalizasyon eğilimleri kamu açıklarının giderilmesinde iç borçlanmayı önemli bir finansman aracı haline getirmiştir. Popülist yaklaşımların bir sonucu olarak vergilendirme yerine borçlanma yolunun tercih edilmesi zaman içerisinde iç borçların kısır bir döngüye dönüşmesiyle sonuçlanmıştır. 1994, 1999, 2000 ve 2001 krizleri özellikle borçlara ilişkin faiz yükünün önemli boyutlara ulaştığı kriz tecrübeleri olarak hafızalarda yer etmiştir. Bir finansal kriz türü olarak borç krizinin en yoğun hissedildiği dönemler kuşkusuz yaşanan bu kriz süreçlerinde gerçekleşmiştir.İç borçların iktisadi faaliyet düzeyi üzerinde önemli etkileri olduğuna dair çok sayıda teorik ve ampirik çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalar içinde iç borçların özellikle reel kesim üzerindeki etkilerinin irdelenebilmesi için seçilen temel değişken reel GSYH’deki büyüme oranı olmaktadır. Yapılan bu çalışmalarda genellikle kısa vadeli ve borçların finansmanı amacıyla kullanılan iç borçlanmanın arttığı dönemlerde büyüme hızında yavaşlama yaşandığına dair bulgular elde edilmektedir. Bu çalışmada yaşanan Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizlerinin ardından güçlü ekonomiye geçiş programı çerçevesinde özellikle istikrarlı bir seyre bürünen Türkiye Ekonomisi için iç borç ve büyüme ilişkisi ortaya konmaya çalışılmıştır. 2001:1-2013:4 dönemi üç aylık verilerinin kullanıldığı analizlerde iç borç düzeyinde meydana gelen % değişme ve büyüme oranına ilişkin veri seti oluşturulmuştur. Analizlerde iç borç ve büyüme arsındaki ilişki değişkenlerin uzun dönemde birlikte hareket edip etmedikleri ve aralarında bir nedensellik ilişkisinin olup olmadığı bağlamında eş bütünleşme testi ve nedensellik testi ile incelenmiştir. Analiz sonuçlarına göre iç borçlar ve büyümenin eş bütünleşik olduğu ve % 5 anlam seviyesinde iç borç ve büyüme arasında 6 gecikme dönemi referans alınarak bir nedensellik olduğu tespit edilmiştir.Anahtar Kelimeler: İç Borçlanma, Büyüme, Nedensellik Analizi, Eşbütünleşme testi
Government debt securities, domestically issued, borrowings the treasury made from the domestic markets to meet the temporary cash needs, and every sort of financial liabilities undertaken by secretariat of treasury, without regarding to whether or not depending on the bond, are termed as domestic borrowing. In Turkey, domestic borrowing was first applied for financing the construction of the railway of Fevzipaşa –Diyarbakır and, beginning from 1980, both the phenomenon of globalization gaining acceleration and liberalization trends making itself felt in every area made the domestic borrowing an important instrument of financing in eliminating the public deficits. As a result of populist approaches, the choice of borrowing instead of taxing ended up with the transformation of domestic debts into a vicious cycle in time. The crises of 1994, 1999, 2000, and 2001 stuck in the minds as experiences of crisis, in which especially the loads of interest on debts reached the important dimensions. As a financial crisis, the periods, when the debt crisis was felt the most heavily, of course, actualized in the processes of these cries experienced. There are a number of theoretical and empirical studies regarding to that the domestic debts have important effects at the level of economic activity. Among these studies; for the effects of domestic debts to be able to be scrutinized on especially real sector, the main variable selected is the growth rate in real GDP. In these studies carried out, in the periods, when the domestic borrowing that is short termed, and generally conducted on the aim of financing the debts increases, some findings were obtained regarding to that slowing was experienced in the growth rate. In this study, following the crises November 2000 and February 2001 experienced, in the frame of transition to strong economy program, especially for Turkish economy assuming a stable course, the relationship of domestic debt and growth has been
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 33 |