XIII. yüzyılın sonlarından XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar Osmanlı Devleti’nin sınırlarının ve sesinin ulaştığı hemen her yerde güçlü bir edebiyat olarak varlık gösteren Klasik Türk Edebiyatı; telif eserlerin yanı sıra, İslâmî, tarihî ve kültürel müşterekler dolayısıyla dinî veya ilmî eserlerde çoğunlukla Arapça, edebî yahut kültürel eserlerde de Farsça metinler üzerinde yapılan tercüme ve şerh faaliyetleri ile gelişmiştir.Cumhuriyet Döneminin ilk yıllarından itibaren bir bilim olarak çerçevesi çizilen Klasik Türk Edebiyatı ürünlerinin tasnif, inceleme, çeviri gibi yöntemleri belirli bir sisteme oturtulmuş olmasına rağmen bazı eserler, birtakım özgünlükleri ve özellikleri dolayısıyla tek ve tam bir başlık altında değerlendirilememektedir. Hasan Rızâyî’nin “Cûy-ı Rahmet” adlı manzum Gülistân şerhi de “şerh, tercüme ve tefsir” olarak nitelenmekle birlikte kendine has bir yöntemle kaleme alındığından özgün bir şerh hüviyeti göstermektedir.Bu çalışmada; bilinen tek manzum Gülistân şerhi olan Cûy-ı Rahmet’i özel kılan yöntem ve özellikler incelenmiş, eserin şerh geleneği içindeki yeri belirlenmiştir.
Turkish classical literature, which proved to be potent almost everywhere within the borders of the Ottoman Empire rule till the second half of the 18th Century, developed itself through, besides copyright works, both translation and explanatory works that were created in Arabic mostly on divine and academic works or in Persian that were literal and cultural. Although classical Turkish literature Works, whose frames were determined as a distinct science since the first years of Republic Era, were settled on a certain system via such means as classification, analysis, translation, they cannot be gathered under a single and absolute heading due to their own peculiarities and characteristics. Hasan Rızâyî’s poetic Gülistân paraphrase work Cûy-ı Rahmet is regarded as ‘explanatory, translation, commentary and poses a genuine explanatory characteristic as it was written through a distinct method. In this study, the methods and peculiarities that make the unique known poetic Gülistân work Cûy-ı Rahmet distinct have been analysed and the position of the work within the explanatory work tradition has been ascertained
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 38 |