Bir kavram olarak mimesis, sanat ve dolayısı ile de sanatçının, doğayı taklit etmesini ifade etmektedir.Başka bir deyişle, mimetik sanat kuramı, herhangi bir temsili sanat türünün doğanın kopyası olduğu varsayımı üzerine kuruludur. Günümüzde kullanıldığı şekliyle mimesis, aslen başlıca iki Yunanlı kaynaktan doğmuştur. Batı edebiyat eleştirisi esasına göre, Platon ve Aristoteleskendi öğrencileri ve takipçilerine bu kavramın çağrışımlarını yöntemsel olarak oluşturmuş ve yaygınlaştırmışlardır. Örneğin Platon mimesisi taklitle özdeşleştirir. Bununla birlikte Platon’a göre, gerçeğin kendisinden uzaklaşmış durumda olduğu için taklit ve taklitle ilgili herkes ve her şey zararlıdır. Bunun sonucu olarak Platon, sağlıklı bir devletten temsili sanatları uzaklaştırır.Platon, edebiyatın yalnızca bir yanılsama olduğunu varsaydığından, yanıltıcı olduğuna inanır.Bu sebeple de Platon,olumsuz bir mimesis örneği inşa eder. Bütün bunlara ek olarak, Platon’un en öne çıkan öğrencilerinden biri olan Aristoteles, bir temsili sanat türü olarak edebiyatın mimetik olduğu konusunda, öğretmeni ile aynı fikirdedir. Fakat Aristoteles, taklit anlamını veren mimesisin, yorum kavramını da ifade ettiğine inanır. Ayrıca Aristoteles, insan taklit edici bir varlık olduğundan, taklit yeteneğinin insanın doğal bir parçası olduğunu düşünür. Buna ilaveten, mimesis Aristoteles’e göre eğitim sürecinin önemli bir öğesidir. Batı eleştiri kültürü, özellikle de İngiliz geleneği, mimetiktir. Bilhassa İngiliz Rönesansı boyunca, özellikle de Aristoteles’inPoetika’sının özgün nüshasının bulunmasından sonra, mimesis kavramı İngiliz Edebiyatı ve edebiyat eleştirisinde daha da etkili hale gelir. Sir Philip Sidney, 16. Yüzyıl İngiliz yazarı ve devlet adamı düşüncesinin bir temsilcisi olarak, mimesis kavramını kendi uygulamasına aktarır. Sidney, mimesisin belirttiği yorum kavramını öne çıkarır. Örneğin İngiliz Romantizmi döneminde, William Wordsworth ve S. T. Coleridge, mimesisi kendi kültürel devirleri için yorumlarlar. Bu nedenle bu çalışma mimesis kavramının anlamı üzerine, klasik döneme ait örneklerden başlayan ve 20. Yüzyıl yorumları ile sona eren, çözümleyici bir inceleme yapmayı amaçlamaktadır
Mimesis as a concept essentially refers to the basic principle that art, and therefore the artist, copies nature. In other words, the mimetic theory of art is particularly based upon the assumption that any form of representative arts is a copy of nature. Mimesis, as a critical term as it is in use today, has originally emerged from the theoretical writings and discussions of two prominent classical Greek sources. It was, according to the acknowledgement of the Western canonical literary theory, Plato and Aristotle, who methodically established and expanded the connotations of the term to their students and followers. Plato, for example, associates mimesis with imitation. According to Plato, however, imitation, and thus whoever and whatever is associated with imitation, will be harmful since imitation is removed from the truth itself. Plato, as a result of this, banishes representative arts, and the artists, from a healthy state. Poetry, Plato believes, is misleading as it is only an illusion. Therefore, Plato builds an unfavourable model of mimesis. In addition to Plato, his most outstanding pupil, Aristotle, agrees with his tutor on the principle that poetry, as a form of the representative arts, is mimetic. However, Aristotle postulates that mimesis, which denotes imitation, further proposes the notion of interpretation. Moreover, mimesis, Aristotle believes, is a natural part of man since man is an imitative being. In addition to this, mimesis for Aristotle is an important component of the process of education. Western critical heritage, particularly the English, is mimetic. Especially during the English Renaissance, and especially after the discovery of the original copy of Aristotle’s Poetics, the idea of mimesis becomes more and more authoritative in English literature and literary theory. Sir Philip Sidney, as a representative of the sixteenth-century English writer and statesman, translates the classical notion of mimesis into his own practise. Sidney foregrounds the idea of interpretation that mimesis signifies. During the English Romanticism, for example, William Wordsworth and S. T. Coleridge interpret mimesis in their cultural epoch. This study, therefore, makes an analytical reading of the meaning of the term mimesis starting from the classical examples and ending with twentieth-century interpretations
Mimesis Imitation Reality Representation Reinterpretation Art Artist Literature Nature
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Şubat 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 39 |