Başta Almanya olmak üzere Almanca konuşan milletlerin Türklerle ilk ilişkileri tarihi belgelerde M.S. 12. yy.a dayanır. Friedrich Baborassa ile Sultan II. Kılıçaslan’ın karşılaşması bu ilişkilerdeki en önemli somut tarihi göstergedir. Avusturya’da Alman ırkına ait olduğundan aynı tarihlendirme iki ülke için de geçerlidir. İki ülke ilişkilerini belirleyen kaynaklar, savaşlar seyahatnameler, edebi–tarihi eserler ve ülkelerdeki mimari eserler olarak belirlenebilir. Önce Balkanların daha sonra da İstanbul’un fethi ile birlikte bugünkü Avusturya topraklarına zaman zaman Türk akınları yapılmıştır. Macaristan’ın fethinden sonraki en önemli karşılaşmalar I. ve II. Viyana kuşatmaları ile gerçekleşmiştir. Bu süreçlerde iki halk birbirlerini daha yakından tanımış, günümüzde hala olumlu veya olumsuz yargıların oluşmasına zemin oluşturmuştur. Bunların en önemlileri, “Büyük Türk, Deccal, Türk Çanları, Türk vaazları, Türklerle savaşmak, Tanrı ile savaşmaktır, Türk gibi kuvvetli, Yenilmez Türk” gibi geçerliliğini hala koruyan ifadelerdir. Özellikle Viyana kuşatmalarından sonra pek çok edebi türde eserler yayımlanmıştır. Başta tiyatro, opera, halk şarkıları olmak üzere tablolar, müzik aletleri ve besteleri olmak üzere Türkleri olumlu-olumsuz biçimde konu alan eserlerin sayısı oldukça fazladır. Viyana kuşatmalarından kalan tarihi Türk yapımı binalar, çeşmeler, toplar, savaş malzemeleri, çadırlar, daha sonra yapılan heykeller, sokak, park isimleri bu ilişkilerin önemi gösteren diğer olgulardır. Savaş sonrası dinlerini değiştirerek Avusturya’da kalan Türk kökenli Leopolstatter, Neuchrist, Bessermann, Ofner, Weissenburger soyadlı ailelerde bugün halen mevcuttur. Türklerin Avusturya dolayısıyla Avrupa’ya götürdüğü kahve, kahvehane Cafe yarım ay şeklindeki simit Kipsel ve Lale bu ilişkilerde önemli yere sahiptir. Tarihten gelen ön yargıların olmasına rağmen özellikle Türk ve Avusturyalı yazarların iki ülke insanlarını konu alan eserler vermesi, gittikçe artan yabancı düşmanlığını ve tarihten gelen önyargılı bakışı hafifletmektedir. Türkiye’deki Avusturya Lisesi, Kültür Ofisleri ve Avusturya’daki Türk Kültür kurumları, Türkoloji bölümleri sayesinde ilişkiler olumlu yönde ilerlemektedir.
The first association with the Turks of German speaking nations, mainly Germany, was based in historical documents on the 12th century AC. Confrontation of Friedrich Barborassa and Sultan Kılıcarslan II is the most important historical concrete indicator in these relationships. As Austria is belonged to the same race with German, the dating is also valid for the two countries. Resources that define the relations between two countries can be identified as war travelogues, literary-historical Works and architectural monuments in these countries. The most important encounters after the conquest of Hungary are the beleagues of Vienna. In this process, Two folks have known each other more closely and it has created the ground for the formation of a positive or negative judgment even today.The most important ones, still protecting the validity, are: "Great Turk, the Antichrist, Turkish bells, Turkish sermons, to battle against Turks is battle against the God, strong like a Turk, invincible Turk”. Historical Turkish made buildings, fountains, cannons, war supplies, tents, statues made later, names of streets and parks are the other cases showing the importance of this relationship. Families of Turkish origin, changing their religions in the post-war Austria, whose surnames are Leopolstatter, Neuchrist, Bessermann, Ofner, Weissenburger are still found. Coffee, coffee shop and crescent-shaped bagel Kipsel and Tulip which Turks introduced to Austria correspondingly Europe have an important place in these relations. Although the prejudices from history, that Turkish and Austrian authors give works about the people in these countries, alleviate the growing xenophobia and prejudice from history. Thanks to Austrian High School in Turkey, Cultural offices and Turkish Cultural institutions in Austria, Turcology departments, relations are progressing in a positive direction
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 42 |