Sinemasal anlatılarda çoğunlukla erkeklerin hikâyelerine yer verilmekte kadın karakterler ikinci planda kalmaktadır. Bu kadın karakterler de toplumsal cinsiyete dair kabul edilen öngörülerin sınırları içinde beyazperdede boy göstermektedir. Toplumsal cinsiyete dair temsillerde hassas davranan, az da olsa egemen söylemin çizdiği sınırların dışına çıkan/çıkabilen yönetmenlerin olması kuşkusuz umut vericidir. Bu çalışmada Luchino Visconti’nin Tutku (Ossessione, 1943) filminde kadına “görece daha özgür” bir alan açılıp açılmadığı anlatı ve sinematografi göz önünde bulundurularak metin çözümlemesi yöntemi ile değerlendirilmektedir. Kimilerine göre “yeni gerçekçi sinema” kimilerine göre ise “gerçekçi sinema” olarak değerlendirilen bu filmde erkek egemen söylemin inşa edilip edilmediği, kadınların nasıl temsil edildiği, bu temsillerin ne kadar gerçeğe yakın olduğu feminist sinema kuramı tartışmaları çerçevesinde ele alınmaktadır. Visconti’nin kullandığı sinema dili “kadın olmanın” anlamını nasıl inşa ediyor sorusu araştırmanın çıkış noktasıdır. Sadece İtalyan sinemasının değil dünya sinemasının da önemli yönetmenlerinden/auteurlerinden biri olan Luchino Visconti’nin ele alınan bu filminde kadın temsilinin “gerçekçi” olduğu ileri sürülmektedir. Filmin döneme/içinde bulunduğu çağa tanıklık etme “görevini üstlenmiş” anlatısında aynı duyarlılığı “kadınlığa/kadın olmaya dair” temsillerde de sergilediği; kadınları arzularıyla, çelişkileriyle seyirciye sunduğu düşünülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Ağustos 2022 |
Gönderilme Tarihi | 29 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 48 |