Türklerin kitlesel olarak Orta Doğu’ya geldikleri ve tüm Ön Asya’yı hâkimiyetleri altına
aldıkları Selçuklular devri, Türk tarihinin şümulünü gösteren safhalardan birini teşkil eder.
Ortaçağ Türk tarihinin Orta Doğu’ya ait bu safhası, Türk tarihinin izlerinin, üç kıtada görü-
lebileceği üzere, Ön Asya havzasında da görülen ufkî ve şakulî derinliğinin yansıması olarak
dikkati çeker. Selçukluların geldiği sırada bir bölge adı olan ve bugün diplomatik sürecin bir
konusu haline gelen Suriye’de vuku bulan gelişmeler, Türk tarihinin bölge üzerindeki tesirinin
izlerini ortaya koymayı gerektiriyor. Bu tarihi izler, günümüzde Suriye’de olup biten olaylara
ilişkin Türkiye’nin neden ilgisiz kalamadığını gösteren bulgulardır. Suriye havzasındaki Türk
tarihinin izlerinin sürülmesi Selçuklular döneminin yanı sıra uzun Osmanlı dönemi için de
geçerlidir. Bununla birlikte bu makalede öncelikle Selçuklular devrinde Türklerin Suriye’ye
girmeye başladıkları başlangıç safhası ile Suriye bölgesinde oluşan ilk Türk hâkimiyetine ait
izler ve nihayet Türkiye Selçuklu Devleti’nin kurucusu Süleymanşâh’ın Suriye’de oynadığı
roller değerlendirilecektir.
The Seljuqīd era in which the Turks came into the Near East with a mass migration and ruled over to all Middle East constitutes one of the stages that shows extent of Turkish history. This part of Turkish history that is belong to the Near East reflects vertical and horizontal deepness of the Turkish historical traces in the Middle East basin, as it can be seen in the other three continents around Turkey, as well. Syria was a just name of a region, not a state, when Seljūks came to that territory. The Developments in Syria today are subject to diplomatic and political process and need to state the traces of the effects of Turkish history on the region. Nowadays, these historical traces are items that show why Turkey can not be irrelevant to what happens in Syria. It is important to follow the traces of Turkish history in Syria for the Seljuqīd era along with the Ottoman period. In consequence, the beginning of Turkish entrance to Syria, with the first traces of Turkish domination of Syrian land and finally the journey of Sulaimanshāh, the founder of the Rūm Seljūks, in Syria will be evaluated in this article
Bölüm | Araştırma Makalesi |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 |
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.