Sanayi Devrimi’nin gerçekleşmesinin ardından sanayileşen devletlerin en büyük ihtiyaçlarından biri enerjiyi sağlayacak hammadde idi. Osmanlı coğrafyası dünya ticaret yolları üzerindeki stratejik konumu ve sanayi için başta gelen kömür ve diğer yer altı zenginlikleri ile dikkatleri üzerine çekiyordu. Sanayileşmiş devletler Osmanlı Devleti’nin sahip olduğu hammaddelerden ve özellikle kömür madeninden yararlanmak amacıyla aralarında ciddi bir rekabete girişmişlerdi. Fransız sermayedarlar da Zonguldak da ki kömürden yararlanabilmek için 1896 yılında Zonguldak liman ve rıhtımını yapmak amacıyla bu havzaya girdiler.
Zonguldak’ın iktisadi ve idari bakımdan gelişmesiyle birlikte, gayrimüslim ve yabancı unsurları da içerisinde barındıran bölge nüfusunda ciddi bir artış meydana gelmiştir. Şirket çalışanlarının aileleriyle beraber burada yaşamlarını kurmaları da okul ihtiyacını doğurmuştur. Bu nedenle Fransızlar Zonguldak’ta, biri kız biri de erkek olmak üzere iki okul açmışlardır. Bu okullar iktisadi yönden kömür şirketlerine bağlı olup, başlarında birer rahip bulunmaktaydı. Dini eğitim veren ve yerel halk tarafından hoş karşılanmayan bu iki okul, Cumhuriyet döneminde denetim altına alınmaya çalışılmıştır. Ancak hiç de hoş karşılanmayacak olaylar yaşanmıştır. Fakat okul öğrenci azlığı nedeniyle faaliyetlerini sona erdirmiştir. Neticede Fransızlar Zonguldak’ta, başta liman ve kömür işletmeleri daha sonra misyonerlik faaliyetlerini icra edebildikleri okullar gibi kamusal kuruluşlar ile kendilerine bir nüfuz alanı yaratmaya çalışmışlardır.
After the realization of the Industrial Revolution, one of the biggest needs of the industrializing States was the raw material to provide energy. Ottoman geography attracted attention for its strategic location on world trade routes and for its coal and other underground riches, which were the main ones for industry. Industrialised states entered into a serious competition between them in order to take advantage of the raw materials owned by the Ottoman state and especially the coal mine. In order to benefit from the coal in Zonguldak, the French capitalists entered this basin in 1896 to build the port and dock in Zonguldak.
With the economic and administrative development of Zonguldak, there has been a significant increase in the population of the region, which also includes non-Muslim and foreign elements. The fact that company employees made their lives here with their families also led to the need for a school. For this reason, the French opened two schools in Zonguldak, one for girls and one for boys. These schools were economically affiliated with coal companies and had a priest at their head. These two schools, which provided religious education and were not welcome by the local people, were tried to be controlled during the Republican period. But there have been events that are not welcome at all. But the school ended its activities due to a lack of students. As a result, the French tried to create a sphere of influence in Zonguldak, mainly with public organizations such as ports and coal enterprises, and then schools where they could conduct missionary activities
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Ağustos 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.