Ahiliğin temeli cahiliye dönemine kadar inen adına fütüvve denen anlayışadayanmaktadır. İslâm dünyasına yayılan kabul gören Fütüvve anlayışı XIII.yüzyıldaAbbasî halifesi en-Nâsır Li dinillah (Hilafeti:575-622/1180-1225) tarafından bütün İslâmdünyasında derlenip toplanıp teşkilât hâline getirilmiştir. Abbasî halifesi en-Nâsır Lidinillah tarafından Anadolu’ya gönderilen fütüvvet temsilcilerinin faaliyetlerini TürkiyeSelçuklu Sultanları desteklemiş, teşvik etmiştir. Bu teşvik ve destek, SelçukluSultanlarının başarılı siyasetleri sonucunda Anadolu’da huzur ortamı oluşturmuştur.Fütüvvet temsilcileri olan Evhadüddin-i Kirmanî ve Ahi Evren Şeyh Nasiruddin Mahmudbu müsait ortamda, fütüvvet anlayışını kendi görüşleri ile birleştirerek, Anadolu’da İslâmdünyasından farklı bir yapıya büründürmüşlerdir. Bu farklı yapı, fütüvvet anlayışınamensup olanların, fütüvvet-nâmelerde seyfî, kavlî, şürbî gibi tasnif edilmesine sebepolmuştur. Yani fütüvvet mensupları Anadolu’da hem tâcir, hem esnaf, hem sanatkâr, hemde asker olup Selçuklular döneminde devlet kademesinde görev almışlardır.Araştırmamıza konu olan seyfî dediğimiz asker ahiler Türkiye Selçuklu dönemindedevam etse de, önemli görevler yapmalarına rağmen, Osmanlı döneminde XIV- ve XV.yy.larda tımar sistemine dahil olarak, bu sistem içinde erimişlerdir. Özellikle Selçuklu sondöneminde Uc bölgeleri olan başta Ankara, Denizli, Akşehir, Çankırı, Kırşehir gibibölgelerde Osmanlı tımar defterleri incelenirse burada birçok ahi tımar ehli çıkacaktır.Çalışmamızda Ahiliğin temelini düşünce yapısını oluşturan fütüvvetin anlamı, buanlayışın tarihî süreçte uğradığı değişikleri anlatılacak, esnaf teşkilatı hâline dönüşününsebepleri tartışılacak ve tabii ki fütüvvet anlayışının bir tarafı olan askerî yapının Osmanlıdöneminde tımar sistemi içine dahil oluşuna, Ankara çevresi sınırlı kalmak üzere değinilecektir.
The basis of Ahilik is based on the perception which is called futuwwa that goes back down to Jahiliyya period. The conception of futuwwa was institutionalized into organisation, compiled and accumulated in all Islamic World by the Abbasid Caliphate enNâsır Li dinillah in XIII century. Activities of the futuwwa representatives which were sent to Anatolia by the Abbasid Caliphate en-Nâsır Li dinillah were supported and encouraged by Anatolian Seljukid Sultans. This support and encouragement created peace atmosphere in Anatolia as the result of successful policies of Seljukid Sultans. Evhadüddin-i Kirmanî and Ahi Evren Şeyh Nasiruddin Mahmud who were the futuwwa representatives combined futuwwa conception with their own views in this eligible atmosphere, titivated it in a different frame in Anatolia from that of Islamic World. This different frame caused classification of those who were associated with fütüvvet conception such as seyfî, kavlî, şürbî in futuwwa epistles. That is the members of fütüvvet were merchant, tradesman, craftsman, and also soldier in Anatolia, they were also assigned in conduct of state in Seljukid period. However soldier ahis, which are conducted in our study and called as seyfi, were present in Turkey Seljukid period and carried out important tasks, they were involved in the timar system in the Ottoman Empire in XIV and XV centuries and mingled in this system. Many timar people could be seen when the manorial registers of Ottoman in front regions such as Ankara, Denizli, Akşehir, Çankırı, Kırşehir of Seljukid’s last period is examined. The meaning of fütüvvet which forms the basis of our study, the changes it underwent throughout the history will be told, the reasons of its verge into the guild will be discussed and involvement of military structure into the manorial system in the Ottoman period which was a part of futuwwa conception will be dealt only if within the borders of Ankara vicinity.
Diğer ID | JA29EJ34EP |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Sayı: 32 |
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.