Yalancı eşdeğerler iki dilin temas ettiği durumlarda ortaya çıkan pratik bir sorundur. Teorik düzeyde ise bu konu, tarihî dilbilim, anlam bilgisi ve sözlük bilgisinin kesiştiği bir alanı işgal etmektedir. Pratik amaçlı çalışmalardan, dil öğrenimi ve tercüme sırasında hataları önlemek amacıyla bu tip kelimelerin sözlüklerinin hazırlanması amaçlanır. Teorik çalışmalar da proto bir atadan ayrılan dillerin ortak kelime hazinesinin gelişim yollarını takip ederek söz varlığının haritasını çıkarmak, tarihî süreçleri açıklamak için yardımcı veriler sağlar. Uzun süreden beri çeşitli dilleri konu alan pek çok çalışmada, dil bilimcilerce bu meseleye dair tasnif ve terminoloji önerileri sunulmuştur. Türk dillerini konu alan benzer çalışmalarda da çeşitli ölçütlerle tasnif edilen yalancı eşdeğerler, listeler hâlinde verilir. Ancak henüz bu çalışmaların dayandığı teorik zemin belirsiz görünmektedir. Türk dilleri üzerine sözlük bilgisi, dil öğretimi, tercüme gibi alanlarda her çalışma kaçınılmaz olarak yalancı eşdeğerlik meselesi ile ilgili olacaktır. Bu sebeple Türkçenin yaşayan ve tarihî söz varlığı, yalancı eşdeğerlik terminolojisine dayanarak incelenmeye ve anlam içerikleri yönünden tasnif edilmeye muhtaç durumdadır. Böyle bir sınıflama ortak kelimelerin kullanım özelliklerinin karşılaştırılması ile köken ve anlama dayalı olmalıdır. Bu çalışma, Türk dilleri arasındaki yalancı eşdeğerler üzerinde yapılacak çalışmalar için, Kazakça ve Türkiye örneği üzerinden bir tasnif ve terminoloji önerisi içermektedir.
Yalancı eşdeğer yapıdaş yanıltıcı yapıdaş diller arası kökendeşlik, diller arası sesteşlik, Kazakça, Türkiye Türkçesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 48 |
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.