Modernleşme, kavram olarak Aydınlanma ile başlayan evre olarak tanımlanabilir. Aklın önünü açan, her alanda yeni bir düzeni öngören sistem, Batı’da doğal olarak yaşanan bir evreyken, diğer toplumlarda bir “modernleştirme” sürecine dönüşmüştür. Avrupa kaynaklı bu evre, özellikle Türk modernleşmesi yaşanırken, geleneğin yok sayılması üzerinden ikame edilmiştir. Bu da toplumda derin bir bilinç yarılmasını beraberinde getirmiştir. “Modernleştiricilik” devlet eliyle topluma dikey bir biçimde giydirildiği için birey, zihnen geçmişe bağlı, şeklen yeniye uyum sağlama telaşında, bir kimlik bunalımı ve yabancılaşma içine girmiştir.
Söz konusu süreç sıklıkla sanatçılar tarafından eserlere konu edilmiştir. Bu açıdan hem Türk modernleşmesine tanıklık eden bir aydın olması hem de estetik üslubu ile Türk romanının öncü denilebilecek eserlerini yazmasıyla dikkati çeken Abdülhak Şinasi Hisar (1887-1963) da metinlerinde bu konuya yer vermiştir. Sanatçının ilk romanı olan Fahim Bey ve Biz (1941), modernleşme eksenindeki toplumun sosyal, siyasal, sanatsal ve bireysel dönüşümlerini, yaşanan krizleri gösteren önemli bir eserdir.
Çalışmamızda öncelikli olarak modernlik, modernleşme ve modernleştirme bağlamında Türk toplumundaki değişim kısaca ele alınacak ardından bunun romana yansıyan en belirgin örneklerinden biri olan Fahim Bey tiplemesi üzerinden bir kimlik bunalımı ve yabancılaşma okuması yapılmaya çalışılacaktı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 48 |
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.