Öz
Ağustos 1937’de Bozcaada önünde İspanyol gemilerinin batırılması ve Marmara Denizi’nde yabancı denizaltı görülmesiyle, deniz haydutluğundan kaynaklanan İtalyan tehdidi ilk kez olarak Türkiye’yi etkilemiştir. Türkiye yabancı denizaltılara karşı, Marmara Denizi’nde batırmayı da içeren tedbirler alırken, Ege Denizi’nde İtalya ile çatışma ortamı yaratabilecek olan ihtimalleri önlemek için çaba göstermiştir. Deniz haydutluğuna karşı düzenlenen Nyon Konferansı’nda ilk olarak görüşülen İngiliz-Fransız planında, Ege Denizi’nin kuzeyinin Türkiye ve Sovyetler Birliği, güneyinin ise Yunanistan ve Yugoslavya donanmalarınca kontrol edilmesi öngörülmüştür. Sovyetler Birliği ile İtalya arasındaki gerginlik nedeniyle, Atatürk bu durumu İtalya aleyhtarı bir girişim olarak görmüş ve İtalya’ya karşı Türkiye’ye güvence verilmesi konusunu gündeme getirmiştir. Başbakan İsmet İnönü de bu durumun İtalya ile çatışma ihtimali barındırdığını düşünmüş ve İngiltere ile Fransa’dan garanti istenmesi gerektiğini savunmuştur. Türkiye’nin yanı sıra Yunanistan ve Yugoslavya’nın da itirazı sonucu, İngiltere ve Fransa deniz haydutluğuna karşı Ege Denizi’nde de görev üstlenmek zorunda kalmıştır. Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavya’nın, İtalya’nın Akdeniz Anlaşmalarına katılımı görüşmelerinde, İtalya’nın Ege Denizi’nde görev almasını istememesi, ayrıca kara sularına ve limanlarına girişine izin vermeyeceklerini açıklaması, Balkan Paktı devletlerinin İtalya’ya karşı ortak bir politika uyguladıklarını göstermektedir. Türk Dışişleri Bakanlığının, İtalya’nın Akdeniz Anlaşmalarına katılımı sürecinde yaşanan sorunlar karşısında, Yunanistan ve Yugoslavya ile anlaşarak birlikte politika oluşturulması gerektiğini savunması, bu durumu açıklamaktadır.
Anahtar Kelimeler:
Türkiye, İtalya, İngiltere, Nyon Konferansı, Türk dış politikası, Balkan Paktı, Atatürk, Akdeniz.
Abstract
In August 1937, with the sinking of Spanish ships in front of Bozcaada and the sighting of foreign submarines in the Sea of Marmara, the Italian threat from piracy affected Turkey for the first time. While Turkey took measures against foreign submarines, including sinking them in the Sea of Marmara, it endeavored to prevent the possibilities that could create an atmosphere of conflict with Italy in the Aegean Sea. In the Anglo-French plan, which was first discussed at the Nyon Conference against piracy, it was envisaged that the north of the Aegean Sea would be controlled by the Turkish and the Soviet Union, and the south of it would be controlled by the navies of Greece and Yugoslavia. Due to the tension between the Soviet Union and Italy, Atatürk saw this situation as an anti-Italy initiative and brought up the issue of giving assurance to Turkey against Italy. Prime Minister İsmet İnönü also thought that this situation harbored the possibility of conflict with Italy and argued that guarantees should be requested from England and France. As a result of the objections of Greece and Yugoslavia as well as Turkey; England and France had to undertake duty in the Aegean Sea against piracy. The fact that Turkey, Greece and Yugoslavia did not want Italy to take part in the Aegean Sea during the negotiations for Italy's participation in the Mediterranean Agreements, and that they would not allow it to enter the territorial waters and ports, shows that the Balkan Pact states implemented a common policy against Italy. The Turkish Ministry of Foreign Affairs' advocacy that in the face of the problems experienced in the process of Italy's accession to the Mediterranean Agreements, it was necessary to establish a policy together with Greece and Yugoslavia, explains this situation.
Turkey Italy England Nyon Conference Turkish foreign policy Balkan Pact Atatürk Mediterranean.
Ağustos 1937’de Bozcaada önünde İspanyol gemilerinin batırılması ve Marmara Denizi’nde yabancı denizaltı görülmesiyle, deniz haydutluğundan kaynaklanan İtalyan tehdidi ilk kez olarak Türkiye’yi etkilemiştir. Türkiye yabancı denizaltılara karşı, Marmara Denizi’nde batırmayı da içeren tedbirler alırken, Ege Denizi’nde İtalya ile çatışma ortamı yaratabilecek olan ihtimalleri önlemek için çaba göstermiştir. Deniz haydutluğuna karşı düzenlenen Nyon Konferansı’nda ilk olarak görüşülen İngiliz-Fransız planında, Ege Denizi’nin kuzeyinin Türkiye ve Sovyetler Birliği, güneyinin ise Yunanistan ve Yugoslavya donanmalarınca kontrol edilmesi öngörülmüştür. Sovyetler Birliği ile İtalya arasındaki gerginlik nedeniyle, Atatürk bu durumu İtalya aleyhtarı bir girişim olarak görmüş ve İtalya’ya karşı Türkiye’ye güvence verilmesi konusunu gündeme getirmiştir. Başbakan İsmet İnönü de bu durumun İtalya ile çatışma ihtimali barındırdığını düşünmüş ve İngiltere ile Fransa’dan garanti istenmesi gerektiğini savunmuştur. Türkiye’nin yanı sıra Yunanistan ve Yugoslavya’nın da itirazı sonucu, İngiltere ve Fransa deniz haydutluğuna karşı Ege Denizi’nde de görev üstlenmek zorunda kalmıştır. Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavya’nın, İtalya’nın Akdeniz Anlaşmalarına katılımı görüşmelerinde, İtalya’nın Ege Denizi’nde görev almasını istememesi, ayrıca kara sularına ve limanlarına girişine izin vermeyeceklerini açıklaması, Balkan Paktı devletlerinin İtalya’ya karşı ortak bir politika uyguladıklarını göstermektedir. Türk Dışişleri Bakanlığının, İtalya’nın Akdeniz Anlaşmalarına katılımı sürecinde yaşanan sorunlar karşısında, Yunanistan ve Yugoslavya ile anlaşarak birlikte politika oluşturulması gerektiğini savunması, bu durumu açıklamaktadır.
Türkiye İtalya İngiltere Nyon Konferansı Türk dış politikası Balkan Paktı Atatürk Akdeniz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Ağustos 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 62 |
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.