Buddha nature, an influential concept in Mahāyāna philosophy, consists of phenomena that have coexisted incidentally in the human body. According to Buddhist belief, all living creatures are born with these phenomena; in other words, with desires, and they constantly remain in the birth-death circle -namely in saṃsāra- unless they overcome these desires. In Buddhism, an entity is born with six sense organs, or six consciousnesses -eye, ear, nose, tongue, body, and mind. The term ṣaḍāyatana in Sanskrit corresponds to 'six objects, six senses, and six essential elements.' Such objects pose no threat to an individual with innate sense organs. Instead, they are intermediary objects leading individuals away from transient existence and towards the ultimate reality. Individuals potentially lead themselves to the right path or undo calamity only through their thoughts and deeds. In other words, self-salvation is entirely an issue of personal choice. Therefore, one should avoid becoming enamored with the six objects of desire that are senseless, transient and deceptive. According to the six principles of consciousness in Buddhism, which is also the primary topic of the article, one aspires to refrain from saṃsāra and attain Buddhahood without being captivated by the sense organs. A text passage, which determinedly belongs to an Old Uighur fragment on the concept of six consciousnesses in Buddhism, is currently preserved in the Berlin Turfan Collection with archive number Mainz 299 (o.F.). This study, therefore, aimed to reveal the transcription, transliteration, translation into Turkish language, explanations, index and dictionary of this fragment, all of which have yet to be published.
Old Uighur six consciousnesses objects of desire Buddhism text publication
Mahāyāna ekolünde önemli bir kavramı temsil eden Buddha doğası, insan vücudunda tesadüfen bir araya gelmiş fenomenlerden oluşmaktadır. Budist inanışa göre canlılar bu fenomenlerle yani arzularla doğar ve arzulardan kurtulamadıkları sürece doğum-ölüm çemberinde -saṃsāra’da- kalmaya devam eder. Budizm’de insan doğuştan altı duyu organına ya da altı bilince –göz, kulak, burun, dil, beden ve zihin- sahiptir. Terim Sanskritçede ṣaḍāyatana “altı obje; altı duyu; altı aslî nitelik” ifadesine karşılık gelmektedir. Doğuştan duyu organlarına sahip olan kişi için bu tür nesneler bir tehdit değildir. Aksine insanı geçici yaşamdan hakikate eriştirecek ara objelerdir. İnsan ancak düşünceleriyle ve yaptığı eylemlerle kendini ya doğru yola götürür ya da felakete sürükler. Yani kurtuluşa erişmek tamamen şahsi bir meseledir. Bu yüzden kişi boş, süreksiz ve yanıltıcı olan altı arzu nesnesine kendini kaptırmamalıdır. Yazının da konusunu oluşturan Budizm’deki altı bilinç ilkesine göre kişi, duyu organlarına kendini kaptırmadan saṃsāra’dan kurtulup Buddhalığa erişmeyi hedeflemektedir. Budizm’deki altı bilinç kavramı üzerine Eski Uygurca bir fragmana ait olduğu tespit edilen bu metin parçası, bugün Berlin Turfan Koleksiyonu’nda Mainz 299 (o.F.) arşiv numarasıyla korunmaktadır. Şimdiye kadar neşri gerçekleştirilmemiş bu fragmanın yazı çevirimi, harf çevirisi, Türkiye Türkçesine aktarımı, açıklamaları, dizin ile sözlüğünün sunulması amaçlanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 24 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 63 |
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.