Osmanlı Devleti açısından 19. Yüzyıl,
hukuk alanında büyük bir modernleşme
dönemine sahne olmuştur. Bu anlamda
temel hukuk kuralları Avrupa kanunları iktibas (reception) edilerek yeniden düzenlenmiş ve Osmanlı hukuk sistemi kapsamlı
bir dönüşüm geçirmiştir. Modernleşme süreci sadece iç hukuk alanında yaşanmamış,
Osmanlı Devleti aynı zamanda uluslararası
hukuk açısından da Avrupa hukuk sistemine
entegre olmaya çalışmıştır. Özellikle 1821
yılında Babıali Tercüme Odası’nın kurulması ile birlikte Vattel gibi Avrupalı yazarların
uluslararası hukuk kitapları Osmanlı Türkçesi’ne tercüme edilmiş, diplomatlara yabancı dil ve Avrupa diplomasi hukuku dersleri verilmeye başlanmıştır. 1856 yılında,
Islahat Fermanı’nın ilanından çok kısa bir
süre sonra Osmanlı Devleti Paris Kongresi’ne davet edilmiş ve Avrupa devletlerince
toprak bütünlüğü garanti altına alınmıştır.
Böylece Avrupa uluslararası hukuk sistemine entegrasyon Osmanlı’da vatandaşlık kavramının da dönüşüme uğramasına
neden olmuştur. 1869 tarihli Tabiiyet-i
Osmaniye Kanunnamesi, Avrupa hukuk
sistemlerinde olduğu gibi din eksenli vatandaşlık kavramından soy ve toprak esaslı
vatandaşlık kavramına geçişi sağlamıştır.
Bu açıdan değişim, dönemin hukuk öğretisine de sirayet etmiş ve hukuk-u düvel
(devletler hukuku) eserlerinde de değişen
uluslararası hukuk sistemi ile yeni vatandaşlık esasları incelenmiştir. Bu çalışmada
Osmanlı uluslararası hukuk düşüncesinde
vatandaşlık kavramı açısından yaşanan dönüşüm, tarihsel olaylar ve dönemin hukuki
düzenlemeleri Ali Edip’in Hukuk-u Düvel adlı
eseri ışığında izah edilmeye çalışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 41 |