Yeni marka çeşitleri arasında sayılan
ve çoğu zaman tasarım olarak da korunan
üç boyutlu şekillerin ayırt edici karakterinin tüketiciler nezdinde algılanmasının güç
olduğuna yönelik klasik bir anlayış vardır.
Bu nedenle de geçmişte tescil başvuruları
arasında, üç boyutlu şekillere nadiren rastlanıldığı da söylenmektedir. Yakın geçmişte
ve günümüzde bu anlayışın ve söylemin
bir gerçekliği kalmamıştır. Zira son yıllarda
üretim teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak farklı endüstrilerde ortaya çıkan
ürün çeşitliliği ve üretim miktarındaki artış,
pazarlama faaliyetlerinde ürünün şeklini ön
plana çıkarmıştır. 3D teknolojisinin ve özellikle üç boyutlu yazıcıların geldiği seviye ile
ürünün salt üç boyutlu şekli, ambalaja ve bir
konumlandırmaya ihtiyaç duymaksızın ayırt
edici karakteriyle bir bütün olarak tüketiciler nezdinde marka olarak algılanabilmektedir. AB Marka Tüzüğü ve AB Marka Yönergesi ile bunların hükümlerinden mülhem Sınai
Mülkiyet Kanunu ve Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, salt
üç boyutlu şekillere de şartların varlığı halinde, 556 sayılı KHK döneminde olduğu gibi
marka olarak görünüm imkânı sunmaktadır.
Ancak, salt üç boyutlu şekle marka himayesi tanınmasına neden olan ayırt edicilikten kaynaklanan doğal sınırlamanın dışına
çıkarak, ilgili piyasadaki mutad mallar üzerinde marka sahibinin tekelleşmesine neden olacak bir yorumdan da, SMK’da kamu
menfaati amacıyla düzenlenen mutlak red
sebepleri ile düzenlenen bariyerlere riayet
edilmek suretiyle, kaçınılmalıdır.
: Üç boyutlu şekil tasarım marka sicilde gösterilebilir olma,
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 41 |