The Turkish Penal Code (TPC) outlines the regulation of successive offences in Article 44/1 and covers the conceptual aggregation of offences of the same type in Article 44/2. Additionally, Article 44 of the TPC discusses the conceptual aggregate of various crime types. These provisions share the common feature of imposing a shared penalty for various violations as dictated by criminal policy. The legislature assumes that the crimes encompassed by the collection of offences will be tried together, either in the same court or under the same indictment. However, upon analysing the legislation’s regulations, it becomes evident that the legislature did not anticipate the possibility of separate trials for the aggregated offences in question. The Court of Cassation has endeavoured to rectify this legislative insufficiency through completion proceedings. This legal precedent states that the court tasked with the subsequent proceedings will determine the punishments for the offences that have not been tried yet as the first step. Then, it will establish a singular (shared) sentence to be enforced for all offences by recognising the prior judgement as its own. The sentence given by the previous court will be deducted from this sentence. However, the evaluation of comprehensiveness lacks a sound legal basis and raises various substantial issues on multiple levels. Additionally, this procedure contravenes the principle of non bis in idem, as well as conflicting with the court system’s framework. In practice, difficulties emerge when determining the appropriate penalty to be enforced when executing this decision. Furthermore, the above-mentioned legal doctrine is susceptible to criticism because of its potential impact on the preservation of judicial records and the prospect of generating inconsistencies in judgments. Accordingly, we recommend that the legislative body address this issue conclusively by enacting suitable legal provisions. Firstly, it may be relevant to consider including the prospect of conceptual aggregation as a reason for renewing trials against convicted or accused individuals. Additionally, it is essential to establish a regulatory framework that outlines the procedure for rejecting an indictment. Until a legal provision is enacted, the institution responsible for trial renewal should operate with reference to subsequent offences. In the context of conceptual aggregation, it would be incompatible with the principles of the rule of law to impose the consequences of a judgement not being executed promptly and diligently on the individual who has been convicted. Until suitable legal regulations are established, it is advisable for the state to accept the penalties previously imposed and refrain from imposing any further penalties through the completion trial, as it lacks legitimate justification.
Accumulation of crimes Consolidation of Actions Non bis in idem Retrial Rejection of the indictment
This article is not subject to Ethics Committee Permission
Türk Ceza Kanunu (TCK) m. 44/1’de zincirleme suç, m. 44/2’de ise aynı neviden fikrî içtima düzenlenmektedir. TCK m. 44. madde de farklı neviden fikrî içtima yer almaktadır. Bu üç kurumun ortak özelliği, farklı suçlara suç siyaseti gereği tek bir ceza verilmesidir. Kanunkoyucu, zincirleme suçlar, aynı neviden fikrî içtima veya farklı neviden fikrî içtima uygulamasına tabi olan suçların aynı iddianame kapsamında veya en azından davalar birleştirilerek aynı mahkemede görüleceği varsayımındadır. Mevzuatın düzenlemeleri incelendiğinde, kanun koyucu içtima hâlindeki suçların ayrı ayrı yargılanması ihtimâlini öngörmediği açıktır. Yargıtay, tamamlama muhakemesi yoluyla mevzuatın bu eksikliğini düzeltmeye çalışmıştır. Bu içtihada belirtildiği gibi, sonraki yargılamayı yapan mahkeme, evvelemirde karara bağlanmamış suçların cezalarını belirleyecektir. Ardından, önceki mahkemenin kararını kendisininmiş gibi kabul ederek tüm suçlar için verilmesi gereken tek (ortak) cezayı belirleyecektir. Bu cezadan önceki mahkemenin verdiği cezayı mahsup ederek karar verecektir. Tamamlama muhakemesi, kanunî bir dayanağa sahip olmadığı gibi, çeşitli açılardan sorunlu hususlar içermektedir. Ancak bu muhakeme, non bis in idem prensibine aykırı olmanın yanında mahkemelerin birbirlerine karşı olan konumlarına aykırı düşmektedir. Nitekim bu muhakemenin işletilmesinde verilecek cezanın belirlenmesine ilişkin uygulamada problemler ile de karşılaşılmaktadır. Ayrıca bu içtihat, adlî sicil kayıtlarının tutulmasında yol açabileceği sorunların yanında hükmün bölünmesine sebep olması bakımından sakıncalıdır. Bu nedenle, kanun koyucunun meseleyi yasal bir düzenleme yoluyla net bir şekilde çözmesinin uygun olacağı görüşündeyiz. Öncelikle fikrî içtima bakımından işlenen fiilin suç teşkil eden başka neticelerinin ortaya çıkmasının hükümlü veya sanık aleyhine yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasına alınması yerinde olacaktır. Ardından iddianamenin iadesini de kapsayacak bir düzenleme yapılmalıdır. Yapılacak kanunî düzenlemeye kadar da zincirleme suç bakımından yargılamanın yenilenmesi kurumunun işletilmesi gerekmektedir. Fikrî içtima bakımından ise muhakemenin zamanında ve özenli olarak yapılmamış olmasının sonuçlarını hükümlüye yüklemek hukuk devletinin gereklerine aykırı olacağından, kanunî düzenleme yapılıncaya kadar, devlet önceki mahkûmiyet ile vermiş olduğu cezalarla yetinmeli ve meşru bir zemini bulunmayan tamamlama yargılamasıyla verilecek cezadan sarf-ı nazar etmelidir.
Suçların içtimaı Davaların birleştirilmesi Non bis in idem Yargılamanın yenilenmesi İddianamenin reddi
Bu makale Etik Kurul İznine tabi değildir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: YOK Sayı: 56 |