‘Sansür’ kitap, dergi, oyun, film gibi yazılı, görsel veya sözel eserlerin içeriğinde sakıncalı olarak nitelendirilen entelektüel, siyasi ve dini fikirlerin, ahlaka aykırı, müstehcen, onur kırıcı, saldırı niteliği taşıdığına inanılan düşüncelerin veya görüntülerin denetlenmesi, değiştirilmesi ve kontrol altında tutulması olarak tanımlanabilir. ‘Suratına-Suratına’ veya ‘Yüzleşme’ (in-yer-face) tiyatrosu örneği olan Anthony Neilson’ün Sansürcü (1997) adlı eseri hayatımızın farklı alanlarında var olan yasaklara ve ‘sansürlere’ dikkat çekmektedir. Bu alanlardan ilki toplumsal hayatta karşımıza çıkan otorite ve otoriteye bağlı sosyal kurumlar aracılığıyla uygulanan entelektüel, siyasal, ahlaksal, dilsel ve dinsel sansürdür. Bir diğeri ise toplumsal hayatın bir uzantısı olarak kendini özel hayatımızda, ilişkilerimizde, kullandığımız günlük dilde ve bilhassa cinsel hayatımızda gösteren sansürdür. Neilson, Sansürcü’de özellikle otoriteye bağlı sosyal kurumların uyguladığı ahlaksal sansürle ilintili olarak insanların özel hayatlarında kendilerine dayattıkları kişisel sansürleri ele almaktadır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 |