Manzum Tiyatro, ‘dramatik şiir’in (dramatic poetry) tiyatro türüyle
birleşiminden doğmuştur. Bu formu tanımlamak üzere, manzum tiyatro
(verse drama), dramatik nazım (dramatic verse) ve tiyatro şiiri kavramları
da kullanılmaktadır. Dramatik nazmın başlıca görevi anlaşılır olmak ve
hikâyeyi ileriye taşımaktır.
Dramatik nazmın, bu özellikleri barındırmanın yanında şiir sanatının
karakterini oluşturan ışıltılı ve yoğun bir anlama ulaşarak dramatik şiir
seviyesine yükselmesi yazarın başarısını belirleyen önemli bir gelişmedir.
Tiyatro zaten şiirle beraber doğmuştur. Müzikli ve şiirli tiyatroya her
dönemde ilgi gösterilmesi, tiyatro sanatının, koparıldığı kayayı bütünüyle
unutmamış olduğunu gösterir. Türk Edebiyatının ilk manzum tiyatro
eserleri Batılı etkilerle yazılmakla birlikte Türk Edebiyatı geleneğinin
ürünleri olan Geleneksel Türk Tiyatrosu, Destanlar, Türk Halk Hikâyeleri
ve Mesnevîlerden de izler taşırlar. Bu eserler Türk Edebiyatında manzum
tiyatro formunun bilinçaltını oluştururlar. Manzum tiyatronun şekle ait
özelliklerini karşılamak üzere Türk Edebiyatında mesnevî formu hazır
beklemektedir. Eserlerin içeriğini oluşturacak trajik duygu ise Doğu
felsefesinin sanat eserleri vasıtasıyla geliştirdiği kendine has bir yapı
taşımaktadır. Türk Edebiyatında Següzeşt-i Pervîz (1866) ile doğan bu
formun sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için (tabiilik, akıcılık, esneklik,
dramatik yürüyüşe ayak uydurabilme) Tanzimat yıllarından başlayarak
yazarların bilinçli arayışların varlığını görürüz.
İlk eserler, ait oldukları formun doğuş noktasında gelenekten veya
dışarıdan gelen tesirleri ele veren şüphesiz en saf ve dürüst örneklerdir.
Batı edebiyatının manzum tiyatroyu bırakarak mensur tiyatroya yönelmiş
olduğu bir dönemde Türk Edebiyatında uyanan manzum tiyatro yazma
hevesi bu forma bütünüyle sadık çok parlak eserler ortaya koyamamıştır.
Bununla beraber, dramatik şiir alanında uygulanan yenilikler lirik şiire de
yol göstermiş ve manzum tiyatro yazma çabası Türk nazmının gelişmesi
adına önemli fikrî tartışmalara zemin hazırlamıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 24 Sayı: 24 |