تُعدّ تفاسير مجاهد بن جبر وزيد بن علي من النماذج الأصيلة والمستقلة في الأدب التفسيري المبكر. وقد تَشكّل منهج التفسير لدى كلٍّ من المفسرَين حول التحليل اللغوي والدلالي لألفاظ القرآن، إلا أن هناك فروقاً ملحوظة من حيث طبيعة المصادر المستخدمة وانعكاسها على المنهج المتّبع. يعتمد تفسير مجاهد بدرجة كبيرة على الروايات التي نقلها عن أستاذه عبد الله بن عباس، مما يجعل تفسيره من أوائل التفاسير الروائية الكلاسيكية، ويضفي عليه موثوقية في نظر أهل السنة.
في المقابل، يلاحظ أن سلسلة الإسناد في تفسير زيد بن علي غالباً ما تكون قصيرة، ومع ذلك، فإن سلسلة الروايات التي تنتهي إلى النبي ﷺ عبر الإمام علي تُفهم ضمنياً في كثير من مواضع النص. ومن أبرز السمات في تفسير زيد كثافة الاستشهاد بالشعر العربي في تفسير الألفاظ، مما يدل على منهجه اللغوي الذي يستند إلى السياق الشعري في تفسير الألفاظ الغريبة في القرآن.
أما مجاهد، فلم يعتمد هذا الأسلوب، بل لجأ أحياناً إلى روايات من الإسرائيليات، خاصة في سياق القصص المتعلقة بآدم، وطالوت، ويوسف، والتي تتقاطع في بعض جوانبها مع ما ورد في العهد القديم. وعلى الرغم من أن كلا التفسيرين قد تضمّن روايات لأسباب النزول، إلا أن هذه الروايات قُدمت غالباً بما يخدم المعنى المباشر للآية، دون أن يتضمن أيٌّ منهما نظاماً شاملاً لأسباب النزول، بل اقتصرت على روايات توضيحية للسياق التاريخي.
تمثل تفاسير مجاهد وزيد اتجاهين مختلفين في مسار تطور الفهم التفسيري في العصر الكلاسيكي، سواء من حيث المصادر أو الخيارات المنهجية. فبينما يُعدّ تفسير مجاهد نقلياً ويتمحور حول روايات ابن عباس، ويُمثّل اتجاهاً تقليدياً، فإن تفسير زيد يتسم بتحليل لغوي دقيق، واستشهاد بالشعر، وتحفظ تجاه الإسرائيليات، مما يدل على نزعة سلفية ووفاء بروايات أهل البيت.
Mücâhid b. Cebr ve Zeyd b. Ali tefsirleri, erken dönem tefsir literatürünün müstakil nitelik arz eden iki özgün örneğidir. Her iki müfessirin tefsir metodu, Kur’ân lafızlarının lugavî ve semantik çözümlemeleri etrafında şekillenirken, kullandıkları kaynakların niteliği ve yönteme yansıyışı bakımından dikkat çekici farklar ihtiva etmektedir. Mücâhid’in tefsiri, büyük oranda hocası Abdullah b. Abbâs’tan aktardığı rivayetlere dayanan bir yapıya sahiptir. Bu durum, onun tefsirini klasik rivayet tefsirlerinin öncülü kılmakta, ayrıca eserini Ehl-i sünnet nezdinde muteber kılmaktadır. Buna karşın, Zeyd b. Ali’nin tefsirinde sened zinciri genellikle kısa tutulmuş; buna rağmen metnin birçok yerinde Hz. Ali üzerinden Hz. Peygamber’e dayanan rivayet silsilesi zımnî olarak hissedilmiştir. Zeyd’in tefsirinde öne çıkan temel unsurlardan biri, Arap şiirinden istişhâd ile tefsir edilen lafızların yoğunluğudur. Bu durum, onun, Kur’ân’daki ğarîb lafızları anlamlandırırken şiirsel bağlamdan beslenerek dil merkezli bir yaklaşımı öncelediğini göstermektedir. Mücâhid ise bu yönteme başvurmamış; bunun yerine yer yer İsrâiliyyât nev’inden aktarımlara yer vermiştir. Özellikle kıssalar bağlamında Hz. Âdem, Tâlût ve Hz. Yusuf ile ilgili nakiller, Eski Ahid’le paralellik arz edecek niteliktedir. Her iki tefsirde de nüzul sebeplerine yer verilmekle birlikte, bu rivayetler çoğunlukla ayetin doğrudan anlamına ışık tutacak şekilde sunulmuştur. Tefsirlerin hiçbirinde kapsamlı bir sebeb-i nüzul sistematiği bulunmamakla birlikte, örnek mahiyetindeki rivayetler tarihsel bağlamı açıklamaya yöneliktir. Mücâhid ve Zeyd’in tefsirleri, hem kaynak kullanımı hem yöntemsel tercihleri itibariyle klasik dönem tefsir anlayışının gelişim çizgisinde iki farklı uçta durmaktadır. Mücâhid’in rivayet merkezli ve İbn Abbas eksenli aktarımı, onu daha geleneksel bir çizgiye yerleştirirken; Zeyd’in lugavî çözümlemeleri, şiirle istişhadı, İsrâiliyyât’a temkinli yaklaşımı, onun selefî eğilimli ve ehl-i beyt rivayetlerine sadık bir tefsir anlayışı geliştirdiğini göstermektedir.
Tefsir Kur’ân Te Tefsir Tarihi Tabiîn Dönemi Mücâhid b. Cebr Zeyd b. Ali
The tafsirs of Mujahid b. Jabr and Zayd b. Ali are two distinct examples of early tafsir literature that stand as independent works. While both exegetes' methodologies are shaped around linguistic and semantic analyses of Qur’anic terms, the nature of the sources they employ and their reflection in their interpretive methods reveal significant differences. Mujahid’s tafsir is primarily based on narrations transmitted from his teacher Abdullah b. Abbas. This characteristic makes his tafsir a precursor to the classical narrative tafsirs, and consequently, establishes his work as authoritative within Sunni traditions. In contrast, Zayd b. Ali’s tafsir generally features shorter chains of transmission, though the influence of a chain of narrations from the Prophet Muhammad through his cousin and son-in-law, Ali, is implicitly present throughout the text. One of the key elements of Zayd’s tafsir is the frequent use of references to Arabic poetry, particularly when interpreting Qur'anic terms with rare or obscure meanings (gharib). This indicates his preference for a language-centered approach that draws upon poetic contexts to understand Qur'anic expressions. Mujahid, on the other hand, did not employ this method and instead incorporated narrations with traces of Isra’iliyyat, particularly in the context of stories such as those of Adam, Talut, and Yusuf, which align with parallels found in the Hebrew Bible. Both tafsirs address the causes of revelation, though the narrations are generally presented to illuminate the immediate meaning of the verses, without a comprehensive systematic approach to the reasons behind their revelation. Despite this, the cited narrations serve to explain the historical context. Both Mujahid and Zayd’s tafsirs, in terms of their use of sources and methodological preferences, stand at two distinct poles in the developmental trajectory of classical tafsir understanding. Mujahid’s narrative-centric, Ibn Abbas-oriented transmission places him within a more traditional framework, while Zayd’s linguistic analyses, use of poetic references, and cautious stance towards Isra’iliyyat indicate his adherence to a more Salafi approach, developing an exegesis loyal to the narrations of Ahl al-Bayt.
tafsir tawil quran History of Tafsir Tabiîn Period mujahid b. jabr zayd b. Ali
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Tefsir |
| Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALESİ |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 26 Ekim 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 9 Haziran 2025 |
| Kabul Tarihi | 11 Ekim 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 2 |