"The science of the self" is a school developed and presented by Dr. Mustafa Merter and derives its power largely from Sufism. In this science, which is formed by the synthesis of ancient Sufi teachings and some basic concepts specific to dynamic psychology, the self is symbolically described as a country with a ruler and laws. According to Sufism, the self never dies, but it can be reined in. Understanding the human being, who was created to know God and to be with God, is possible by knowing the “self”. According to Merter, the self is a semi-independent system of divine origin, governed by intelligent laws, and has the potential for self-correction. "The science of the self", which approaches humans from the perspective of Sufism, is currently experiencing the most perfect period of its twenty-five-year adventure. The purpose of this article is to try to evaluate Ahmet Hamdi Tanpınar’s story Abdullah Efendi’nin Rüyaları, published in 1941, through the basic concepts and subtleties of this school. The dreams in the story have been tried to be discussed by benefiting from the approach of the science of the soul, which gives great importance to dream analysis. With this article, which blends the disciplines of literature and Sufism, it has been aimed to explain that literary works can also be viewed from the window of "the science of the soul" school.
"Nefs ilmi", Dr. Mustafa Merter tarafından geliştirilerek ortaya konmuş bir yaklaşım olup gücünü büyük bir oranda tasavvuftan almaktadır. Kadim tasavvuf öğretileri ile dinamik psikolojiye özgü bazı temel kavramların sentezinden meydana getirilmiş olan bu yaklaşımda nefs, sembolik olarak idarecisi ve yasaları olan bir ülke gibi anlatılır. Tasavvufa göre, nefs hiçbir zaman ölmez, ancak ona dizgin vurulabilir. Allah’ı bilmek için ve Allah’la olmak için yaratılan insanı anlayabilmek, “nefs”i bilmekten geçer. Merter’e göre nefs, ilahi kökenli, akıllı yasalar tarafından yönetilen, kendi kendini düzeltme potansiyeli taşıyan, yarı bağımsız bir sistemdir. Tasavvufun bakış açısıyla insana yaklaşan "nefs ilmi", şu anda yirmi beş yıllık serüveninin en kâmil dönemini yaşamaktadır. Bu yazının amacı ise Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, 1941 senesinde yayımlanan Abdullah Efendi’nin Rüyaları isimli hikâyesini, bu ekolün temel kavramları ve incelikleri üzerinden değerlendirmeye çalışmaktır. Rüya analizine çok ehemmiyet veren "nefs ilmi"nin yaklaşımından faydalanılarak hikâyedeki rüyalar ele alınmaya çalışılmıştır. Edebiyat ve tasavvuf disiplinlerinin harmanlandığı bu yazıyla birlikte, edebî eserlere de "nefs ilmi" yaklaşımının penceresinden bakılabileceği anlatılmak istenmiştir.
Gerek yazdığı kitaplarla gerek yaptığı atölyelerle gerekse verdiği seminerlerle, “nefs ilmi” ile tanışmamı sağlayan ve bu yazı için bana destek olan, başta kıymetli hocam Dr. Mustafa Merter Beyefendi’ye ve onun çok değerli talebelerine teşekkürü bir borç bilirim.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Tasavvuf |
| Bölüm | Görüş Makalesi |
| Yazarlar | |
| Gönderilme Tarihi | 25 Mayıs 2025 |
| Kabul Tarihi | 23 Eylül 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 30 Kasım 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 4 Sayı: 2 |