Dikkat ve bilinç, nörobilimden tasavvufa kadar uzanan geniş bir yelpazede farklı disiplinlerden gelen akademisyenlerin üzerinde tartışmakta olduğu hususlardır. Benlik, bilinç ve dikkat kavramlarıyla ilgili İslâmî felsefî görüşler, diğer benzer geleneklerde olduğu gibi, bir kimsenin etik ve rûhânî formasyonu üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir. Zira ahlâkî kararlar alma özgürlüğümüz, benlik sahibi bilinçli varlıklar olduğumuz gerçeğine bağlıdır. Bununla beraber, yaşamda mutluluğa, tatmin duygusuna erişmeye ve başkalarıyla daha iyi ilişkiler kurmaya dair umuduğumuz, benliğin gerçek tabiatinin bilgisine dayanır. İslâm felsefesi ve tasavvuftaki dikkat ve farkındalığa dair nazarî ve amelî uygulamalardan yararlanan bu makale, dikkatin yalıtılmış bir zihinsel olgu olmadığını, dolayısıyla bilincin temel yapısı çerçevesinde anlaşılması gerektiğini savunmaktadır. Dahası, (en ilkel haliyle) bilincin, insan öznelliğinin belirleyici özelliği olduğu ve bu özellik olmaksızın herhangi bir zihinsel olayı açıklamanın imkansız olduğu gösterilmiştir. Çalışmanın ilerleyen bölümlerinde Sûfî meditasyon uygulamalarını ve meditasyonun dikkatimizi nasıl terbiye ettiğini, onu sükûnet ve iç huzurla dolu latif farkındalık biçimlerine nasıl yönlendirdiğini göstererek bilincin dönüşümünü ele almaktadır.
Dikkat bilinç tasavvuf kişisel gelişim meditasyon uygulamaları
The topic of attention and consciousness has been a constant subject of debate for scholars of various disciplines from neuroscience to Sufism. Islamic philosophical ideas concerning selfhood and attention, similar to those of other comparable traditions, have a direct bearing on a person’s moral considerations. This is because our freedom to engage in moral decision-making is contingent upon the fact that we are conscious beings having a self. However, it is based on the knowledge of the true nature of the self that we hope to attain happiness, fulfilment in life, and better relations with others. Drawing on theories and practices of attention and consciousness in Islamic philosophy and Sufism, this paper argues that attention is not an isolated mental phenomenon, and hence it must be understood in light of the basic structure of consciousness. Moreover, it is shown that consciousness (in its most primitive form) is the defining feature of human subjectivity, without which it would be impossible to account for any mental actions. The study then deals with Sufi meditative practices and the transformation of consciousness by showing how meditation trains our attention, redirecting it toward subtle forms of awareness that are laden with tranquility and inner peace.
Attention conciousness Sufism self-cultivation meditative practices
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | İslam Araştırmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 3 Ocak 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 3 Ocak 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 2 Sayı: 2 |