Sahîh isnâdları bulunmayan kırk hadis rivâyet etmeyle ilgili rivayetler, muhtevâlarındaki teşvik ve kırk sayısının dînî metinlerde birçok anlamlı karşılığının bulunmasından dolayı İslâm kültür ve medeniyetinde büyük ilgi görerek önemli bir edebiyatın teşekkülüne zemin hazırlamıştır. Osmanlı dönemi kırk hadis müellefâtının neredeyse yarısına yön vermiş iki önemli isim, hem şekil hem muhtevâ bakımından kendilerinden sonrakilere tesir ederek literatürün gelişimine büyük ivme kazandırmışlardır. Bunlar, erbaîni üzerine birçok şerh yazılan Nevevî ve manzum kırk hadisine tanzîrler yapılan Abdurrahman Câmîdir. Osmanlıda kırk hadis türünde en çok eser verenler sırasıyla şairler, İslâm âlimleri ve mutasavvıflardır. Kuruluş dönemindeki erbaînler tasavvufî, yükseliş dönemindekiler ise edebî mahiyettedir. Tasavvuf ve divan edebiyatının müştereken etkili olduğu sonraki dönemlerde sultana bağlılık, bidat ve hurafelerin reddi gibi konular dikkat çekmektedir. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde kırk hadis derlemelerinin yaklaşık yarısının klasiklerin neşri ve tercümesi ile çocuklara yönelik kırk hadislerden, diğer yarısının ise daha çok modern dünyanın getirdiği problemler üzerine yoğunlaşan özgün eserlerden oluştuğu dikkat çekmektedir.
Although they do not contain any sound isnād, narrations which stimulate to narrate forthy hadīths draw interest through Islamic civilization and culture thanks to the encouragement that they include and various meaningful usages of the number 40 in religious texts. Two eminent figures who shaped almost half of the forty hadīth literature accumulated during the Ottoman period influenced their successors both in form and in content and accelerated the development of the literature. These two are al-Nawawī on whose arbaeen written many commentaries and Jāmī on whose poetical forty hadīth written tanzīrs by poets. Among the Ottomans most of the forty hadīth books were written by poets, Islamic scholars and sufis accordingly. In the establishment period of the Ottomans arbaeens were sufistic, yet in the rise of the Ottomans they were mostly in a literary character. During the subsequent period when sufism and dīwān literature had a joint influence topics such as loyalty to the sultan and refutation of bidah and superstitions attract attention. When it comes to the republican era, it is seen that nearly half of the forty hadīths consisted of reprints and translations of classical works and the books for children, and the other half of them were mostly original works elaborating on the problems brought by the modernity.
Diğer ID | JA98BY86UV |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2013 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mayıs 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 21 |