Bilgi, insanlığın en temel sorunlarından birisidir ve genel olarak insan ve toplumların kendisini ve çevresini bir zihni algılayış ve yorumlayış yoludur. Bilgi, insanlık tarihi boyunca din, bilim ve özellikle felsefe tarafından ele alınmış ve bu yaklaşım çoğu kere bireysel düzeyde olmuştur. Bilginin bireysel düzeyde ele alınışının en somut örneği olan felsefenin Bilgi Teorisine göre, bilgi suje-obje arasında algı, düşünme, anlama ve açıklama gibi aktlar aracılığıyla elde edilen ve dilsel olarak ifade edilebilen bireysel zihni bir olgudur. Geçmişte de bilgiye toplumsal düzeyde bakan yorumlar varsa da bu bağlamda sistematik olarak ele alınışı yenidir. İşte bu yaklaşımdan Sosyolojinin bir alt disiplini olan Bilgi Sosyolojisi doğmuştur. Bilgi sosyolojisi bu çerçevede toplumsal yapılar, tür ve şekilleriyle birlikte bilgi sistemleri ve bunlar arasındaki ilişkileri ele almaktadır. Bizim toplumumuzun da geçmişten bu güne her toplum gibi kendine özgülüklerde bir bilgi sistemi var olagelmiştir. Ancak bu bilgi sistemimiz, İslâm öncesi atlı göçebe kültürü, önemli bir kültür koduna dayanan klasik İslâm uygarlığı dönemi, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde de üzerinde özel olarak durmayı gerektiren farklılıklara sahiptir. Şüphesiz bu dönemlerde hem bilgi sistemimiz ve hem de Bilgi Sosyolojisine denk düşen bir birikimimiz vardır. Bu birikime bakıldığında bilgi sistemimizin klasik İslam medeniyetinden arta kalan ve daha sonra yeni boyutlar kazanan sorunlarımızın olduğu söylenebilir. Osmanlı bunun tipik bir örneğini vermektedir. Cumhuriyet döneminde hala devam eden ciddi bir ikilem sorununun yanında Bilgi Sosyolojisi bakımından değişik konularda şüphesiz önemli gelişmeler de olmuştur. İşte bu makale bu süreci de kısaca değerlendirmeyi amaçlamıştır.
Bireysel Bilgi Bilgi Sistemi Bilginin Toplumsallığı Bilgi Sosyolojisi Zihniyet Fikri Gerileme
Knowledge is one of the most fundamental issues of human being and it is generally the mental self-perception and self-interpretation of men and societies. Knowledge has always been treated by religion, science and especially philosophy and this treatment mostly has been at individual level. According to the theory of knowledge which is the most concrete example of approaching knowledge at individual level, knowledge is a mental fact which is obtained through actions as perceiving, thinking, understanding and explaining, and expressed through language. While there have been some interpretations approaching knowledge from social point of view, it is quiet recently that this approach is tried in systematical way. It is sociology of knowledge that has emerged as subdiscipline of sociology to embrace this issue. Sociology of knowledge in this framework studies the social structures, typologies and formations, as well as the knowledge systems and their interrelationships. Turkish society has got as unique knowledge system as all societies from past to present. However this system of knowledge has many variations and differentiations to be focused on beginning from the pre-Islamic and nomadic culture through the classical age of Islamic civilization which is based on an important cultural code through Ottoman times to the republican periods. Undoubtedly Turkish society in all these periods has its own accumulations that might correspond to that knowledge system and sociology of knowledge. Given this accumulation it can be said that the knowledge system of Turkish society has its own problems which have been inherited from the classical Islamic civilization and later on gained some more complicated dimensions. The ottoman case gives as a typical example of this. In the Republican period besides the remaining problem of serious dichotomy there have been considerable developments regarding the sociology of knowledge. This article tries to examine this process.
Diğer ID | JA59AV98NP |
---|---|
Bölüm | Diğer |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2008 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mayıs 2008 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2008 Sayı: 11 |